07-08
Mart 2019 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilen Çalıştay’a Su ürünleri
sektörü ile doğrudan bağlantılı olarak çalışan bir çok kamu kurumunun yanısıra
üniversite öğretim üyeleri ve su ürünleri avcılık sektörü ile iştigal eden su ürünleri kooperatifi üyeleri katılım sağladı.
Toplantıda
söz alan Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri YILMAZ, “Genelde
gelişmiş ülkeler ile gelişmemiş ülkelerin besin kaynakları farklılaşmaktadır.
Gelir düzeyi yüksek olan tüketici toplumlar protein kaynaklarını tercih
ederken, gelir seviyesi düşük olan toplumlar ise nişasta kökenli besin
kaynaklarına yönelmektedirler. Doğal kaynaklar sınırsız olmadığından,
kullanılırken mutlaka korunma ve kullanma dengesi gözetilmelidir. Kontrolsüz ve
ekosistem dikkate alınmadan kullanılması halinde, ilerde telafisi mümkün
olmayan yıkımlara, habitat ve türlerin yok olmasına neden olabilmektedir. Bazen
bu kayıpların telafisi için büyük emek ve kaynak harcamak zorundayız. Denizlerin
ve iç su kaynaklarının, sürdürülebilir kalkınmanın doğrultusunda muhafaza
edilmesi ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılması balıkçılık yönetimi ile
doğrudan bağlantılıdır. Avcılık yoluyla elde edilen su ürünleri üretim
miktarlarında dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de, bazen yıldan yıla
dalgalanmalar olabilmektedir. Ülkemizde de, yıllara göre değişmekle beraber,
yıllık 600-700 bin ton civarında su ürünleri istihsal edilmektedir. Bunda; türlerin
biyolojisi, üreme ve büyüme dönemlerindeki suyun sıcaklığı, ortamdaki besin
kaynaklarının durumu, türün besin zincirindeki yeri gibi pek çok çevresel
faktörün etkisi olabilmektedir. Su ürünleri yetiştiriciliğinin yıllık büyümesi,
geçtiğimiz yıllar içerisinde bazı dünya ülkelerinde düşüş göstermesine karşın,
özellikle Afrika ve Asya'da olmak üzere, ülkemizin de içinde olduğu en hızlı
büyüyen gıda üretim sektörü olmuştur” dedi.