Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan: "Balıkçılarımızın hasretle beklediği Su Ürünleri
Kanunu'ndaki değişikliği teknik düzeyde tamamladık. Meclisimizin
açılmasıyla beraber milletvekillerimiz gerekli yasa teklifini
parlamentomuza sunacaklardır." dedi.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Poyrazköy'de Su Ürünleri Av Sezonu Açılış Töreni'ndeki
konuşmasına, "İnşallah bu geceden itibaren balıkçılarımız 'Vira
bismillah' diyerek denizlere açılacak, önümüzdeki 7,5 ay boyunca
rızklarını arayacak. Tüm balıkçı kardeşlerimize mevladan bereketli ve
başarılı bir sezon diliyorum. Ağlarınızın hep dolu olmasını, dolu
gelmesini temenni ediyorum." diyerek başladı.
Üç
tarafının denizlerle çevrili Türkiye'nin, iklim ve coğrafi olarak
dünyanın en güzel konumlarından birine sahip olduğunu anlatan Erdoğan,
"Deniz, doğal göl, baraj gölü ve gölet olmak üzere toplam 26 milyon
hektar su yüzey alanımız var. Denizlerimizde 500, iç sularımızda 370
balık türü bulunuyor. Bu türlerden yaklaşık 100'ünün de ticari avcılığı
yapılıyor. Su ürünleri sektörü 53 bin kişiye doğrudan, 250 bin kişiye
dolaylı istihdam sağlıyor. Allah'a hamdolsun her sene 600-700 bin ton
civarında su ürünü istihsal ediyoruz. 2018'de 314 bin tonu avcılıktan,
314 bin 600 tonu yetiştiricilikten olmak üzere toplam 628 bin 600 ton su
ürünü ürettik. İnşallah mevlanın yardımı, sizlerin de çabalarıyla bu
rakamın yeni sezonda daha da artacağına inanıyorum." diye konuştu.
Erdoğan,
"Balıkçılarımızın hasretle beklediği Su Ürünleri Kanunu'ndaki
değişikliği teknik düzeyde tamamladık. Meclisimizin açılmasıyla beraber
milletvekillerimiz -az önce bakanımızı dinlediniz- gerekli yasa
teklifini parlamentomuza sunacaklardır. Tarım ve Orman Bakanlığımız,
soğuk hava depolarına, balık işleme ve muhafaza tesislerine yönelik
hibeler veriyor. 12 metreden küçük boyda gemisi olan 10 bin kıyı
balıkçımızı 2017'den itibaren destek kapsamına aldık ve 21 milyon lira
ödeme yaptık." dedi.
"SUYUMUZ, TOPRAĞIMIZ, HAVAMIZLA BERABER DENİZLERİMİZ DE KİRLENİYOR"
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, denizlerin, göllerin, ormanların ve yeryüzünde
insanın istifadesine sunulmuş her şeyin emanet olduğunu belirterek,
"Tabiatla münasebet, özellikle bu münasebeti geliştirdiğimiz sürece
sadece bugünü değil, yarınları, sadece kendimizi değil, çocuklarımızı da
düşünmeliyiz. Emaneti sahibine teslim edinceye kadar da onu en iyi
şekilde korumak, kollamak, muhafaza etmek zorundayız." değerlendirmesini
yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Milyonlarca
insanın rızık kapısı olan denizlerimiz, göllerimiz, okyanuslar maalesef
çok ciddi tehdit altında. Her yıl on binlerce ton plastik atık
denizlerimize boca ediliyor. Suyumuz, toprağımız, havamızla beraber
denizlerimiz de kirleniyor. Balık adeta o naylonlardan beslenir hale
geliyor. Kirlilik sadece insanlara değil, denizde yaşayan canlılara,
balıklara da çok ciddi zararlar veriyor. Düşüncesizce denize atılan bir
plastik şişenin çözülmesi 600 yılı, naylon kumaşınki 40 yılı, misinanın
çözülmesi ise yaklaşık 600 yılı buluyor.
İşin
çok daha vahimi bu atıkların deniz canlıları tarafından yenilmesidir.
Son dönemde balık türlerinin azalmasının ana sebeplerinden biri işte
artan bu kirliliktir. Bir diğer önemli sebep ise av yasağına ve
kurallarına dikkat edilmemesidir. Kaçak ve bilinçsiz avcılık gelecek
nesillerin hakkını gasbetmek demektir. Ben hiçbir zaman, hiçbir
balıkçımızın böyle bir yanlışa düşmeyeceğine inanıyorum. Denizlerimizi
korumak herkesten önce balıkçılarımızın görevidir. Öyle mi? Biz devlet
olarak sene başında attığımız adımla ülkemizdeki plastik poşet kullanım
oranını yüzde 300 oranında geriletmeyi başardık. Kaçak, kuralsız
avlananlara yönelik yaptırımları da ağırlaştıracağız."
Bereketli,
bol kazançlı bir sezon dileyen Erdoğan, sözlerini, " 'Pruvanız neta,
dümeniniz viya, rüzgarınız kolayına, bahtınız açık olsun' diyor,
hepinizi Allah'a emanet ediyorum." diyerek tamamladı.
"DOĞAL KAYNAKLARIMIZ GELECEK KUŞAKLARA AKTARACAĞIMIZ BİR EMANETTİR"
Tarım
ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli de yaptığı konuşmada, geçen yıl
balıkçılık sezonunun özellikle palamut, lüfer ve istavrit bakımından
bereketli geçtiğini vurgulayarak, bu avcılık sezonunun da bereketli
geçmesini diledi.
Bakanlığın su
ürünleriyle ilgili ana hedefinin deniz ve iç sulardaki su ürünleri
stoklarını korumak, kullanma dengesini gözeterek, avcılığın
sürdürülebilirliğini sağlamak olduğunu anlatan Pakdemirli, "Başta biz
yöneticiler olmak üzere, bilim insanlarıyla, geçimini bu kaynaklardan
temin eden sizler, hep birlikte biyolojik kaynakların çeşitliliğinden,
devamından ve sürdürülebilir işletiminden sorumluyuz. Bunun için iş
birliği ve güç birliği yapmak zorundayız. Unutmayalım ki doğal
kaynaklarımız gelecek kuşaklara aktaracağımız bir emanettir." diye
konuştu.
"BALKÇILIK SEKTÖRÜNÜN GELİŞMESİ İÇİN HER TÜRLÜ OLUMLU FİKRE, İŞBİRLİĞİNE AÇIĞIZ"
Balıkçıların sorunlarını kendilerine görev bildiklerini dile getiren Pakdemirli, şöyle devam etti:
"Dertleri
ve sorunları birebir, yüz yüze görüşerek çözme gayreti içinde olduk.
Son birkaç yıl içinde İstanbul'daki balıkçılığımızın yoğun olarak
bulunduğu balıkçı barınağını ziyaret ederek, balıkçılarımızla hasbıhal
ettik, dertlerine çözüm aradık. Hükümet ve bakanlık olarak bu sektöre
yapılan yatırımın geleceğimize yatırım olduğunun bilincindeyiz, buna
göre davranıyor, politikalarımızı bu hedefe göre belirliyor ve
uyguluyoruz. Su ürünleri avcılığı ve yetiştiriciliğiyle ilgili getirilen
düzenlemelerin, uygulanan politikaların, verilen desteklerin olumlu
etkilerini görmekteyiz. Sizler gibi işini dürüst yapan balıkçılarımızın
hakkını korumak için yasa dışı avcılıkla mücadele amacıyla deniz ve iç
sulardaki av sahanlığında, işleme tesislerinde, toptan ve perakende
satış yerlerinde, soğuk hava depolarında denetim ve kontrolleri
yapmaktayız. Yasalaşma süreci devam eden Su Ürünleri Kanunu'ndaki
değişiklik çalışması teknik düzeyde tamamlanmıştır. Bu sayede
balıkçıların, başta ekosistemin hakkını koruduğumuz gibi kaçak ve
kuralsız avlananlara, kurallar ağırlaştırılarak, kurallara uygun gerçek
balıkçıların hakkının korunması sağlanacaktır. "
Balıkçılık
sektörünün gelişmesi için her türlü olumlu fikre, teklife ve
işbirliğine açık olduklarını, tarım şurasında da bu konuları masaya
yatıracaklarını belirten Bakan Pakdemirli, halka bol miktarda balık
yedirmeyi hedeflediklerini, balığın sağlık ve lezzet olduğunu sözlerine
ekledi.
"EHLİNİN ELİNDEN TAVA MEZGİT SÜPER"
Konuşmaların
ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların arasına katılarak,
onlarla tek tek selamlaştı. Bazı vatandaşlarla fotoğraf çektiren
Erdoğan'a konuşmasının ardından Bakan Pakdemirli, balıkçı belgesiyle
tahtadan bir minyatür balıkçı teknesi hediye etti.
Üzerinde Cumhurbaşkanlığı forsu bulunan su ürünleri kontrol yeleği giyen Erdoğan, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan,
en sevdiği balığın sorulması üzerine, "Hamsi. Balıkta doğrusu ben
mezgiti çok severim ama tabii ehlinin elinden tava mezgit süper. Tavsiye
ederim. Hamsi tava süper. Merhum anam çok iyi yapardı. Gerçekten iyi
yapan olduğu zaman hamsi tava, hele hele bir de mısır unuyla olduğu
zaman bambaşkadır." dedi.
Bu yıl hangi
balıkların bol olduğunu yetkililere soran Erdoğan, "Gökten ne yağar ki
yer kabul etmez? Biz Allah'tan gelene 'Eyvallah' diyoruz. Orkinosu
kendimiz yemiyoruz, ihraç ediyoruz. Bir de orkinosta konserve olayımız
bayağı iyi. Japonya'ya ihracatımız var. Orkinosun da gerçekten
konservesi süper. Yolculuklarda tavsiye ederim. Sanal yetiştiricilik
olayı, turistik yerlerde sıkıntı üretiyor, turistik yerlerden uzak
olursa güzel ama turistik yerlere yakın olduğu zaman orada bana gelen
şikayetleri söylüyorum, kirlilik üretiyor. Çiftlik olayında böyle bir
durum söz konusu. Ne kadar uzak olursak turizmi de o kadar koruma altına
almış oluruz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, yarın Konya seyahati olduğu için gemiye çıkıp balıkçılara başarılar dileyeceğini, ancak denize açılmayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından üretilen yavru kalkan balıklarını denize bıraktı.
Azizler II Teknesi'ne binen Erdoğan, balıkçılara başarılı bir sezon diledi.
Bu arada bazı teknelerin üzerindeki pankartlarda Erdoğan'ın fotoğrafıyla "Reis aramızda, balıklar ağımızda" yazısı yer aldı.