Bakanlığımız Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ile TÜBİTAK-BİLGEM işbirliği ile Havza İzleme ve Değerlendirme Sisteminin Geliştirilmesi (HİDS) Projesi’nin iş paketlerinden biri olan Türkiye Çölleşme Modeli ve Risk Haritası’nın oluşturulması çalışmaları 2015 yılında tamamlanmıştır. Çölleşmenin izlenmesi maksadıyla gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında ülkemize özgü çölleşme kriter ve göstergeleri belirlenmiş ve ülkemize uygun CBS tabanlı çölleşme modeli oluşturulmuştur. Bu sayede ulusal ölçekte çölleşmeye duyarlı alanlar tespit edilerek “Türkiye Çölleşme Risk Haritası” üretilmiştir.
Çölleşme, kurak, yarı kurak, yarı nemli alanlarda iklim değişimleri ve insan faaliyetleri neticesinde oluşan arazi tahribatı olarak tanımlanmaktadır. Çölleşme, doğal çevreyi ve içerisinde yaşayan insanlar da dâhil tüm canlıları olumsuz etkilemekte ve dolaylı olarak da küresel ölçekte gıda kıtlığı, açlık, göç, işsizlik, yoksulluk, savaş ve istikrarsızlık gibi büyük sorunlara sebep olmaktadır.
Türkiye, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nde tanımlandığı gibi, kurak, yarı kurak ve yarı nemli alanlara sahip bir ülkedir. Ülkemiz gerek sahip olduğu iklim özellikleri, gerekse topoğrafik yapısı nedeniyle toprakları erozyona karşı hassas olmasının yanında insan faaliyetlerinden kaynaklanan yanlış uygulamalar gibi sebeplerle, çölleşme tehdidi altındadır.
Çölleşmeyle mücadelenin en önemli unsurlarından birisi ülke genelinde çölleşmeyi izleyerek, öncelikli ve hassas alanları tespit etmektir. Bu doğrultuda, Bakanlığımızca çölleşmeyi izlemek üzere yürütülen “Türkiye Çölleşme Modeli ve Risk Haritası Projesi” kapsamında ülkemize özgü çölleşme kriter ve göstergeleri belirlenmiştir. Söz konusu çalışma ile 7 kriter ve 48 gösterge tespit edilmiştir. Böylece ortaya konulan çölleşme modeli; çölleşmeyi iklim, su, toprak, arazi örtüsü, arazi kullanımı, topoğrafya, jeomorfoloji, sosyo-ekonomi ve yönetim olarak tüm yönleriyle bütüncül olarak ele almıştır.
Ülkemiz çölleşme ile mücadelede konusunda önder ülke konumunda yer almaktadır.
Türkiye’de çölleşme ile mücadelenin geçmişi cumhuriyetin ilk yıllarına dayanmaktadır. Türkiye'deki çölleşmeye neden olan sebeplerden bir tanesi olan arazi bozulumu toprakların yanlış ve etkin olmayan faaliyetlerle erozyona maruz kalmasıdır. Türkiye, 50'li yıllardan itibaren ağaçlandırma çalışmalarını sürdürmektedir. Son yıllarda bu çalışmalar bir ivme kazanmıştır. Uygulamaya konulan eylem planlarıyla bu çalışmalar önemli ölçüde arttırılmış olup faaliyetler kesintisiz devam ettirilmektedir.
Ülkemizin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin Türkiye uygulaması olarak değerlendirilen ve 2015 -2023 yıllarını kapsayan Çölleşme ile Mücadele Ulusal Strateji ve Eylem Planı hazırlanarak uygulamaya konulmuştur.
Türkiye olarak ulusal düzeyde olduğu kadar uluslararası arenada da çölleşme ile mücadele konusunda çeşitli faaliyetler yürütülmektedir. Ülkemiz, BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) 12. Taraflar Konferansı (COP 12)’na ev sahipliği yapmış ve UNCCD COP 12. Dönem Başkanlığı görevini yürütmüştür. Bu çerçevede, başta Afrika ülkeleri ile Orta Asya ülkeleri olmak üzere az gelişmiş ülkelere çölleşme ile mücadele konusunda ülkemizin sahip olduğu bilgi ve deneyimlerin aktarılması maksadıyla eğitimler, çalıştaylar ve ikili işbirliği gibi faaliyetler gerçekleştirilmiştir.
Ülkemizin çölleşme ile mücadele konusunda Dünyada önder ülke konumunda olma rolünü devam ettirmek için bakanlık olarak çalışmalarımızı hız kesmeden devam ettirmekteyiz.
Oluşturulan Türkiye Çölleşme Risk Haritası’na göre;
Ülke topraklarımızın yaklaşık olarak %20 si zayıf, %52’si orta ve 19’u yüksek risk grubunda bulunmaktadır. Türkiye'de Konya gibi kurak ve mikro klima özelliği gösteren bölgelerimiz bulunmakta ve bu alanlar çölleşme açısından sıcak notalarımızı oluşturmaktadır. Konya-Karapınar, Iğdır-Aralık ve Urfa-Ceylanpınar çok yüksek risk taşıyan bölgeler olarak görülürken, Tuz Gölü havzası, Ereğli-Karaman bölgesi, Urfa-Ceylanpınar-Mardin-Batman hattı ile Eskişehir çevresi orta ve yüksek risk grubunu oluşturmaktadır. Yeşilin, yağışın ve nemin bol olduğu Karadeniz bölgesi ise en düşük risk sınıfında yer almaktadır.
Havza bazında çölleşme risk sınıfları dağılımına baktığımızda;
Konya Kapalı Havzası (%5,54 Zayıf, %21,20 Orta, %65,19 Yüksek)
Fırat ve Dicle Havzası (%7,59 Zayıf, %47,43 Orta, %30,33 Yüksek)
Kızılırmak Havzası (%9,23 Zayıf, %60,55 Orta, %27,94 Yüksek) çölleşme açısından en riskli havzaları oluşturmaktadır.
Batı Karadeniz Havzası (%72,48 Zayıf, %27,04 Orta, %0,11 Yüksek)
Doğu Karadeniz Havzası (%68,26 Zayıf, %26,64 Orta, %0,11 Yüksek)
Susurluk Havzası (%52,62 Zayıf, %45,54 Orta, %0,34 Yüksek) ise en az risk taşıyan havzalar kategorisinde yer almaktadır.
Bunlara ek olarak, Akarçay havzası ile Burdur Havzasının yaklaşık olarak %41’i orta ile yüksek risk sınıfının sınırında bulunmaktadır. Bu alanlarda yapılacak olan faaliyetler büyük önem taşımakla birlikte çölleşme açısından tedbir alınması gerekmektedir.
İl bazında çölleşme risk sınıfları dağılımına baktığımızda;
Aksaray ili (%0,02 Zayıf, %2,40 Orta, %97,57 Yüksek)
Şanlıurfa ili (%0,08 Zayıf, %4,89 Orta, %95,03 Yüksek)
Nevşehir ili (%0,01 Zayıf, %13,02 Orta, %86,96 Yüksek) çölleşme açısından en riskli illeri oluşturmaktadır.
Rize ili (%88,05 Zayıf, %11,95 Orta, %0,00 Yüksek)
Bartın ili (%84,17 Zayıf, %15,83 Orta, %0,00 Yüksek)
Düzce ili (%84,24 Zayıf, %15,77 Orta, %0,00 Yüksek) ise en az risk taşıyan iller kategorisinde yer almaktadır.
Türkiye ölçeğinde sektörler bazında çölleşme risk sınıfları dağılımına baktığımızda ise;
Mera Alanlarının %12,99’u Zayıf, %52,45’i Orta, %34,56’sı Yüksek;
Tarım Alanlarının %8,98’u Zayıf, %64,77’si Orta, %26,25’i Yüksek;
Orman Alanlarının %68,86’sı Zayıf, %30,79’u Orta, %0,36’sı Yüksek;
Bu çalışma ile çölleşme açısından Türkiye’nin sıcak noktaları tespit edilmiştir. Oluşturulan dinamik sistem sayesinde, güncel veriler ile Türkiye Çölleşme Modeli periyodik olarak çalıştırılacak ve Türkiye Çölleşme Risk Haritası periyodik olarak yenilenecektir. Böylece, ülkemizin çölleşme trendi belirlenmiş olacaktır. Oluşturulan izleme ve değerlendirme sistemi sonucuna göre çölleşme açısından tedbir alınması gereken öncelikli alanlar belirlenmekte ve hangi kritere göre risk altında olduğu tespit edilebilmektedir. Yapılan tespit sonucu ortaya çıkmış olan olumsuz duruma müdahale edilebilmesi için ilgili kurum kuruluşların ve vatandaşlarımız gerekli tedbirleri alabilecek ve buna göre faaliyet yürütebilecektir. Bu sayede, tahrip olan arazinin iyileştirilmesine ilave olarak, arazinin tahrip olmadan önce korunması ve sürdürülebilir kullanımı sağlanmış olacaktır.
Türkiye Çölleşme Modeli ve Risk Haritası Doğrulama ve Kalibrasyon Çalışmaları
“Türkiye Çölleşme Modeli ve Risk Haritası” nın doğrulama ve kalibrasyon çalışması Gediz havzasında (pilot saha) yapılmış olup tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde çalışmalara devam edilecek, model ve risk haritasının güncelleme ve geliştirilmesi sağlanacaktır. Yapılan saha çalışmaları ile çölleşme modeli ve risk haritasının yüzde 90 güven aralığı içinde mikro havza bazında yüzde 94 tutarlı sonuç ürettiği tespit edilmiştir.
Çalışmalara tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde devam edilmesi gayesiyle Bakanlığımız ve TÜBİTAK işbirliği ile “Türkiye Çölleşme Modeli Doğrulama ve Kalibrasyon Projesi” başlatılmıştır. Bu kapsamda, 2016 yılında Aksaray ve Mersin illerinde, 2017 yılında Çorum-Amasya-Samsun ve Şanlıurfa-Adıyaman illerinde ve 2018 yılında ise Bursa-Balıkesir-Çanakkale-Edirne-Tekirdağ-Kırklareli ve Iğdır-Kars-Erzurum-Ardahan-Artvin illerinde pilot saha çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
Çölleşmenin izlenmesi gayesiyle geliştirilen izleme sistemi ile sektör bazında, havza bazında ve il bazında izleme yapılarak çölleşme ile mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlerin durumu ile yürütülecek faaliyetlere ilişkin alınması gereken tedbirler raporlanabilmektedir. Ayrıca oluşturulan Çölleşme Modeli’nin Orta Asya, Afrika ve Akdeniz ülkelerini kapsayacak şekilde bölgesel bir projeye dönüştürülmesi hedeflenmektedir.