T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

İSTİLACI YABANCI TÜRLER TEHDİDİ ULUSLARARASI BİLİM KONFERANSI ANKARA'DA BAŞLADI

Yayın Tarihi : 20.09.2022

Türkiye'deki Karasal Ortamlarda ve İç Sularda İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Değerlendirilmesi Projesi (TERIAS) kapsamında düzenlenen Teoriden Pratiğe Uluslararası Bilim Konferansı Ankara'da başladı.

Genel Müdürümüz Mustafa Tuğrul Şahin, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Başkanı Yunus Kılıç, proje yetkilileri, ilgili akademisyenler ve STK temsilcilerinin katıldığı toplantıda konuşan Genel Müdür Şahin, istilacı yabancı türlere yönelik farkındalık oluşturmak, bilgilendirmek, sorunlara dikkat çekmek ve çözümler geliştirmek amacıyla birlikte olunduğuna vurgu yaptı.

Öncelikle ülkemizin biyolojik zenginliğine değinen Mustafa Tuğrul Şahin; "Bizler , "Biyolojik çeşitlilik geleneğimizdir, geleneğimiz geleceğimizdir" diyerek elimizdeki bu değerleri korumak ve gelecek nesillere aktarmak için gayret gösteriyoruz" dedi.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğümüzün temel görevinin sahip olunan biyolojik çeşitliliği koruyarak gelecek nesillere aktarmak, koruma altına alınan alanları bilimsel ve akılcı bir şekilde yönetmek, olduğunun altını çizen Genel Müdür Şahin; bu çerçevede Genel Müdürlüğümüzün söz konusu faaliyetlerini yaklaşık 4.200 personel, doğrudan 3 kanun, 27 yönetmelik ile icra ettiğini ve Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi bunlardan bir tanesi olmak üzere 8 ayrı Uluslararası Sözleşmenin odak noktasının Genel Müdürlüğümüz olduğunu, söyledi.

"Bu kapsamda, tüm süreçleri yakından takip ediyor ve tüm çalışmalara katkı ve katılım sağlıyoruz" diyen Genel Müdür Şahin şöyle devam etti:

"Özellikle küreselleşmeyle birlikte Dünya üzerindeki hareketlilik hız kazanmış, türlerin doğal olarak bulundukları alanlardan başka alanlara taşınması da kolaylaşmıştır.

Doğrudan ya da dolaylı olarak, doğal yayılış alanlarından başka alanlara taşınan türlere "yabancı türler" denilmektedir.

Bu türlerden bazıları, taşındıkları alanlardaki yerli türlere zarar vermekte, ekosistemde bozulmalara sebep olmakta, insan sağlığı ve ekonomi üzerinde olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Bu türler, "istilacı yabancı tür" olarak adlandırılmaktadırlar.

İstilacı yabancı türler, yerli türlerle rekabete girerek bu türlerin yaşam alanlarını işgal etmesi, genetik bozulmalara yol açması, hastalık bulaştırması ile küresel ölçekte biyolojik çeşitliliğe yönelik en önemli tehditlerden biri olarak görülmektedir.

Taraf olduğumuz Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nde de istilacı yabancı türlerle mücadeleye yer verilmektedir.

Adaylık sürecinde olduğumuz, Avrupa Birliği tarafından da bu türlerle mücadeleye büyük önem verilmekte olup "İstilacı Yabancı Türlerin Girişinin ve Yayılmasının Önlenmesi ile Yönetimi Hakkında 22 Ekim 2014 tarihli ve (AB) 1143/2014 sayılı Avrupa Parlementosu ve Avrupa Birliği Konseyi Tüzüğü", 2015 yılında yürürlüğe alınmıştır."

Genel Müdür Şahin istilacı yabancı türlerle mücadele etmemiz; gerek gelecek nesillerimize karşı sorumluluklarımız gerekse de uluslararası yükümlülüklerimiz sebebiyle ulusal biyolojik çeşitliliğimizi korumak için elzemdir" dedi.

Genel Müdürlük olarak bu türlerle mücadeleye önem verildiğini ve buna yönelik çalışmalar yürütüldüğünü kaydeden Şahin; Süveyş Kanalı yoluyla ülkemiz denizlerine giren bazı balon balığı türlerinin denizlerimizdeki popülasyonunu kontrol altına almak için bir teşvik programı başlatıldığını, ifade etti.

Ayrıca; Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından Dünya üzerindeki en istilacı 100 türden biri olarak belirlenen ve ticaret yoluyla Ülkemize de giren kırmızı yanaklı su kaplumbağasının ithalatının 2014 yılı itibariyle;  yeşil papağanın da 2021 yılı itibariyle yasaklandığını söyledi.

"Bu şekilde türler özelinde yaptığımız çalışmalar çok değerli olmakla birlikte; biyolojik çeşitliliğimizi korumak için istilacı yabancı türler konusunu bütüncül olarak ele almamız ve bu türlerle hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğinin farkındayız" diyen Şahin; ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızın, bilim insanlarımızın, en başta da halkımızın bu konuya desteğinin çok büyük önem taşıdığını ifade etti.

Genel Müdür Şahin şöyle devam etti: "Bu konuyu, uluslararası alandaki uygulamaları da göz önünde tutup bütüncül bir şekilde ele alarak ülkemizde konuyla ilgili eksiklikleri gidermek, ilgili tüm tarafların bilinçlenmesini sağlamak ve hep birlikte koordineli bir şekilde bu türlerle mücadele etmek gerekiyor. Bu amaçlarla başlatılan, "Önemli Denizel Biyoçeşitlilik Alanlarında İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Değerlendirilmesi Projesi" ile burada buluşmamıza vesile olan, "Türkiye'deki Karasal Ortamlarda ve İç Sularda İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Değerlendirilmesi Projesi" çıktılarının, ülkemizin biyolojik zenginliğinin korunmasında önemli bir boşluğu doldurmasını ve önümüzdeki süreçte istilacı yabancı türlere yönelik çalışmalar için altlık teşkil etmelerini umuyoruz. Bu projelerin gerçekleştirilmesinde emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyor; bu uluslararası konferansın ülkemize ve bilim dünyasına hayırlı olmasını diliyorum."