T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRÜ SAYIN AFİRE SEVER TARIM TV’DE YAYIMLANAN TARIM ORMAN GÜNDEMİ PROGRAMININ CANLI YAYIN KONUĞU OLDU

Yayın Tarihi : 15.06.2023

Su Yönetimi Genel Müdürü Sayın Afire SEVER, Tarım TV'de yayımlanan 'Tarım Orman Gündemi' programına canlı yayın konuğu olarak katıldı. Programda; iklim değişikliğinin etkileri, son zamanlarda ülkemizde görülen yağışların meydana getirdiği taşkınlar, seller ve su baskınları ile taşkın hususunda yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. 


“SU KAYNAKLARIMIZIN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN NASIL ETKİLENECEĞİNİ TESPİT EDEREK GEREKLİ TEDBİRLERİ ALIYORUZ"

Genel Müdürümüz Sayın SEVER konuşmasına; iklim değişikliğinin sadece ülkemizde değil bütün dünyada konuşulan en popüler konular arasında yer aldığı, son yıllarda küresel ölçekte yaşanan taşkın ve kuraklık gibi hidrometeorolojik karakterli afetlerin başta insan hayatı olmak üzere ekosistemi ve su kaynaklarını tehdit ettiğini, bu afetlerin görülme sıklığı, etkisi ve süresindeki artışların ülke ekonomisini ve yaşam standartlarını önemli ölçüde etkilediği vurgusu ile başladı. Devamında Kırıkkale Ballışeyh İlçesi Kırlangıç Köyü'nde meydana gelen selden dolayı bir can kaybı olmadığını ancak hayvanların telef olduğunu ifade ederek selden zarar gören vatandaşlara geçmiş olsun açıklamalarında bulundu.

Sayın SEVER, ülkemizin coğrafi konumu itibariyle iklim değişikliği etkilerinin yoğun hissedileceği Akdeniz Havzası'nda bulunduğundan, yüksek risk grubu ülkeler arasında kabul edildiğini, nüfus artışı, hızlı ve plansız şehirleşme ve aşırı tüketim gibi sebeplerden ötürü zaten baskı altında olan su kaynaklarımızın, iklim değişikliğinin de etkisiyle hem miktar hem de kalite bakımından olumsuz etkilendiğini, bu baskıların oluşturduğu etkilerin gelecekte de artarak devam etmesinin beklendiğini ifade ederek “Türkiye, Yunanistan, İspanya ve İtalya özellikle iklim değişikliği ile beraber başta kuraklık olmak üzere taşkın ve sellerden en çok etkilenecek ülkeler arasında bulunuyor. İçinde bulunduğumuz yüzyılda ülkemizde daha sık, şiddetli ve uzun süreli kuraklıklar, sıcak hava dalgaları ve orman yangınlarının yaşanabileceğini ayrıca kısa süreli fakat şiddetli sağanak yağış görülen günlerin sayısındaki artış ile ani oluşan taşkınlarda da önemli artışların olması öngörülmektedir." dedi.

Su Yönetimi Genel Müdürü Sayın Afire SEVER, konuşmasının devamında “Genel Müdürlük olarak öncelikle bilimsel veriler ışığında su kaynaklarımızın iklim değişikliğinden nasıl etkileneceğini tespit edip, sonrasında da bu etkileri minimize edecek hatta fırsata çevirecek tedbirleri belirlemek ve bu tedbirleri yaygınlaştırmak için çalışıyoruz." ifadelerini kullandı. 


“TAŞKIN RİSKİNİN BERTARAFI İÇİN TAŞKIN YÖNETİM PLANLARI HAZIRLIYORUZ"

Taşkınlar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her yıl büyük ekonomik zarara ve can kayıplarına sebep olan doğal felaketlerdendir. İstatiksel verilere göre Türkiye'de deprem felaketinden sonra en büyük can kaybı ve ekonomik zarar taşkın felaketlerinde yaşanmaktadır.

Taşkınlar her ne kadar iklim değişikliği etkisi ile şiddeti ve etkisi artan doğal afetler olsa da, etkilerinin bu derece büyük olmasının temel sebebinin insan faaliyetleri olduğuna dikkat çeken Genel Müdürümüz Sayın SEVER, “Artan taşkın olayları dere yataklarına yapılan müdahaleler, dere yataklarının imara açılması, sanayi bölgelerinin ve sosyal donatı alanlarının dere yatağına yakın konumlandırılması gibi olumsuz koşullar sebebiyle son zamanlarda daha da hissedilir bir duruma gelerek afet boyutuna ulaştı. Tüm bunlar bir arada değerlendirildiğinde özellikle şehirlerde taşkınların hem sayısında hem de meydana getirebileceği hasarlarda artış bekleniyor. Bu nedenle, yalnızca fiziksel değil sosyal, ekonomik ve çevresel olmak üzere birçok boyutta olumsuz etkilere sahip olan taşkın olaylarının etkilerini en aza indirebilmek için taşkın yönetiminde kriz yönetimi anlayışından risk yönetimi" anlayışına geçilmesi gerekiyor. Risk odaklı yönetim gerçekleştirebilmek için taşkın riskleri ve hassas gruplar belirlenerek taşkın öncesi, taşkın anında ve taşkın sonrası için gerekli tedbirler alınmalıdır." diye konuştu.

 Ülkemizde giderek daha büyük bir sorun haline gelen taşkınları, bir akarsuyun sadece bir kısmının değil de havzasının tamamını bir bütün olarak ele alıp kollarıyla birlikte değerlendirmek suretiyle havza ölçeğinde etkili bir şekilde yönetmenin önemli olduğunu vurgulayan Sayın SEVER, “Küresel iklim değişikliğinin bir sonucu olarak yoğunlaşan ve toplumun her kesimini ilgilendiren taşkınların havza bazında değerlendirilmesi ile can ve mal güvenliği açısından çok daha sağlıklı sonuçların elde etmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda, Genel Müdürlük olarak AB normlarına uygun olarak bilimsel veriler ışığında 24 havzada Taşkın Yönetim Planlarını tamamladık, Meriç-Ergene Havzasında ise çalışmalara devam etmekteyiz. Ayrıca “Taşkın Yönetim Planlarının Hazırlanması, Uygulanması ve İzlenmesi Yönetmeliği" doğrultusunda 6 yılda bir Taşkın Yönetim Planlarının güncellenmesi gerektiğinden Sakarya, Susurluk, Antalya ve Yeşilırmak Havzalarında güncelleme çalışmalarına başladık." ifadelerini kullandı. 


“TAŞKIN KANUNU TASLAĞINI EN KISA SÜREDE TAMAMLAYARAK, YASALAŞMASINI HEDEFLİYORUZ"

Genel Müdürümüz Sayın Afire SEVER, ülkemizde taşkınların birçok kamu kurumunun faaliyetlerini etkilemesi sebebiyle kurumlar arası koordinasyonun iyi bir şekilde sağlanmasının oldukça önemli olduğunu vurgulayarak bu konudaki izleme ve denetim gibi mekanizmaların daha köklü ve kapsayıcı bir mevzuatla yerine getirilmesinin elzem olduğu değerlendirmesinde bulundu.

 Etkin bir koordinasyon sağlamak maksadıyla Sayın Bakanımızın başkanlığında toplanan Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu'nda İl Su Kurulları, Havza Yönetim Heyetleri ile beraber üst ölçekte düzenli olarak toplantılar yaptıklarının altını çizen Sayın SEVER “Baktığımızda 26 adet kanun, 17 adet yönetmelik ve genelge gibi ikincil mevzuatlar içerisinde taşkın hususu ile ilgili maddeler yer almaktadır.  Bu sebeple, taşkının etkilerinin asgari seviyeye indirilebilmesi için bahse konu kanunların ve ikincil mevzuatın incelenerek tek bir çatı kanun seviyesinde olacak şekilde Bakanlığımızın çatısı altında Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü ile beraber bir altlık oluşturmak için Taşkın Kanunu Taslağı'nın hazırlanması çalışmalarına başladık. Son aşamasına geldiğimiz taslağın en kısa sürede tamamlanmasını ve Gazi Meclisimizin onayından geçerek yasalaşmasını hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.


TAŞKINLAR TAHMİN EDİLİYOR VE GEREKLİ UYARILAR YAPILIYOR

Taşkınların önceden tahmin edilmesi ve taşkın yaşanmadan önce gerekli uyarıların yapılarak taşkından kaynaklı can kaybının olmaması, mal kaybının ise asgari düzeye indirilebilmesi maksadıyla 2017 yılında Su Yönetimi Genel Müdürlüğü bünyesinde  kurulan “Taşkın Tahmini ve Erken Uyarı Merkezi (TATUM)"nde Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) ve DSİ Genel Müdürlüğü (DSİ) personelleri ile beraber koordineli olarak çalıştıklarını belirten Genel Müdürümüz Sayın Afire SEVER sözlerine şöyle devam etti:

“Taşkın oluşturabilecek unsurların anlık olarak izlendiği TATUM sayesinde 72 saat öncesinden tahmin edilen yağışların taşkın oluşturup oluşturmayacağı belirlenerek taşkın riski tespit edilmesi durumunda ilgili kurum ve kuruluşlarla gerekli uyarılar paylaşılıyor. Çalışmaların etkinliğinin artırılması, sürekliliğinin sağlanması ve sistemli bir şekilde tahmin ve uyarı bilgilerinin paylaşılması amacıyla 2021 yılında kurulma çalışmalarına başlanan “Taşkın Tahmini ve Erken Uyarı Sistemi (TATUS)"nin pilot havzalarda kurulması çalışmalarına başladık. Sistemin bu sene içerisinde 6 havzada yaygınlaştırılması çalışmalarına başlanmasını, 2028 yılında da ülkemizdeki tüm havzalarda kurulmasını planlıyoruz." dedi.


TAŞKIN NEDİR, KENT SELİ NEDİR?

Su Yönetimi Genel Müdürü Sayın Afire SEVER, ülkemizde yaşanan son taşkınları değerlendirirken sık sık karıştırılan ve bazı zamanlar birbiri yerine adlandırılan taşkın ve kent sellerini tanımlamak gerektiğini belirterek, Sellerin genellikle alanları küçük, dağlık havzalarda oluşan ve yüksek hızı nedeniyle büyük çaplı taş, çakıl vb. materyalden oluşan aşağı kesimlerdeki tesisler ve arazi üzerinde tahrip gücü fazla olan yüksek akımları; kent sellerinin kanalizasyonlar gibi drenaj sistemlerinin kapasitesinin yetersizliğinden kaynaklı su baskınlarını tanımladığını, Taşkınların ise yatakta akan suyun yükselmesi ve normal yatağına sığmayıp taşkın yatağına ve çevresindeki taşkın düzlüğüne yayılması olduğu değerlendirmesinde bulundu.  


Bu kapsamda, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü olarak Taşkın Tehlike Haritaları, Taşkın Risk Haritaları ve riskin önlenebilmesi maksadıyla alınması gereken tedbirler ve tedbirlerden sorumlu kurumların belirlendiği Taşkın Yönetim Planları hazırladıklarını vurgulayan Sayın Afire SEVER, “Öncelikle sahada modeller kullanarak bir ön analiz yapıyoruz. Analiz çalışmaları sonucu hazırlanılan Taşkın Tehlike Haritaları üzerinde riskleri ve tedbirleri belirliyoruz. Taşkın Yönetim Planlarımızda tahliye haritalarımızda mevcut. Bu doğrultuda, ilgili paydaşlarımızla Taşkın Yönetim Planlarımızı paylaşıp, sürecin takibini yapıyoruz." dedi. 




Genel Müdürümüz Sayın SEVER, iklim değişikliğinin etkilerine bağlı olarak yağış rejimindeki düzensizliklerin karşımıza taşkın sel ve kuraklık olarak çıktığını, son zamanlarda Ankara, İstanbul, Kastamonu, Antalya, Eskişehir başta olmak üzere birçok ilimizde yaşanan kent sellerini avantaja çevirmenin mümkün olduğunu ifade ederek "İlerleyen günlerde yaşanabilecek kuraklık riskine karşı sel sularını berekete çevirmeliyiz. Atalarımızın yüzyıllar öncesinde yapmış oldukları sarnıçların ne kadar gerekli olduğu bugün bir kere daha görülmektedir. Bir kentte hem yağmur sularının toplanması hem de toplanan suyun farklı amaçlarla kullanılması açısından oldukça güzel sarnıç örnekleri vardır. Örneğin, Muğla'da Bodrum yakınlarında bulunan sarnıç 16. Yüzyılda inşa edilmiş olup Osmanlı ordusunun askeri lojistik amaçlarına hizmet etmiştir. Bir diğer örnek ise 6. Yüzyılda inşa edilmiş olan Mardin-Dara Su Sarnıcı'dır. Bu sarnıç ile yaklaşık 40 bin nüfusun barındığı bir kentin su ihtiyacının giderildiği düşünülmektedir. Hepimizin bildiği bir diğer sarnıç ise İstanbul'da yer alan ve 526-527 yıllarında halkın ihtiyaç duyduğu su sorununa çözüm üretebilmek amaçlı inşa edilmiş olan Yerebatan Sarnıcı'dır." dedi. 

​​​

Genel Müdürümüz Sayın Afire SEVER, bugün kentsel altyapıları düzenlememiz ve yeraltı su depo alanlarını hayata geçirmemiz için belediyelerimize büyük görev düşmekte. Bu hususta belediyeler yağmur drenaj hatlarının kent sellerine sebep olmaması için yerleşim yerlerine yönelik atıksu ve yağmursuyu drenaj planlarını iklim değişikliğinin etkilerini düşünerek kent sellerine sebep olmayacak şekilde hazırlamalıkanalizasyon sistemleri birleşik sistemden yağmur sularının ayrıca toplandığı ayrık sisteme geçmeli ve yağmur drenaj hatlarının düzenli bakımlarının ve onarımlarının yapılması gerektiğini ifade etti. 

Su Yönetimi Genel Müdürü Sayın Afire SEVER “Biz, su kaynaklarımız iklim değişikliğinden nasıl etkileniyor yaklaşımını bilimsel olarak ortaya koymuş bir ülkeyiz. Bir risk var evet ama bu riski krize çevirmeden yönetmek için Tarım ve Orman Bakanlığı ailesi olarak bütün paydaşlarımızla üretimden tüketime, kuraklıktan taşkınlığa kadar her konuda canla başla çalışmaya devam ediyoruz." ifadeleri ile konuşmasını sonlandırdı. ​