T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

Türkiye’nin en küçük ilçesinde gerçek olan büyük hayaller (Başarı Hikayesi)

Yayın Tarihi : 9.03.2021

Türkiye'nin en küçük ilçesinde gerçek olan büyük hayaller

Büyükşehirden küçük bir ilçeye dönüp, GTHKP Projesinden aldığı desteklerle mantar üretmeye başlayarak birçok kadına umut ve örnek olan cesur bir kadının hikayesi

Meltem Gözel, 34 yaşında, iki yıldır mantar yetiştiriyor. 16 yaşında bir kızı, 13 ve 5 yaşlarında iki oğlu, var. 2017 yılında eşinden ayrılmaya karar verince, İstanbul'dan doğup büyüdüğü yere, anne babasının yanına, Konya'nın Yalıhüyük ilçesine dönmüş. Burası, Türkiye'nin nüfusu en az olan ilçesi. Onun hem kendi ayaklarının üzerinde durma hem de birçok kadına umut olma hikayesi de burada başlıyor.

Meltem Gözel küçük bir yerde geçimini nasıl sağlayacağı konusunda tecrübeli olmadığından dolayı başlangıçta endişeliymiş:

"Koca İstanbul'dan 1600 nüfusu olan bir yere geldik, iş imkanı çok yoktur buralarda. Daha çok tarımla ilgili işler yapılır. Ben de evliliğim boyunca hiçbir işte çalışmadım ama her zaman üretmeyi seven biri oldum. Önce bir yıl kadar Sosyal Hizmetler'de sözleşmeli olarak çalıştım. Gündüz işe gittim, ikincil gelir kaynağı olarak da akşamları mantı yapıp sattım. Hiç kolay değildi ama zorluklara rağmen üç çocuğumu büyütmek ve okutmak için sürekli çalıştım, çabaladım. Hatta çocuklarımla beraber ben de eğitimimi devam ettirdim, dışardan ortaokulu bitirdim. Şimdi de liseyi bitirmeye hazırlanıyorum. Bir yandan da çocuklarımı okutuyorum."

"Öğreniyorum, öğrendiklerimi kadınlara öğretiyorum"

Meltem Gözel için asıl macera 2018 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan aldığı destekle girdiği mantar üretimiyle başlıyor. Fazla bilgi sahibi olmadığı  bu işte çok çalışıp araştırarak kısa zamanda kayda değer ilerleme gösteriyor. Kurslara gidip sertifikalar alıyor. Öğrendiği her bilgi onun işini yaparken yolunu aydınlatan rehber  oluyor:

"20 yıllık tecrübeli bir üreticiden ya da 5 yıllık bu işte yeni sayılabilecek başka bir üreticiye kadar görüştüğüm herkesten yeni şeyler öğrendim. Hala öğrenmeye ve öğrendiklerimi kadınlara öğretmeye çalışıyorum."

Üretmeyi seven bir kadın olarak, bu işin zorluklarından hiç yılmayan Meltem Gözel, mantar üretiminin püf noktalarını şöyle anlatıyor:

"Mantarın yetiştiği ortamın beton duvar ya da çadır olması farklı sonuçlar doğurabilir. Ya da iklim çok etkilidir,. Örneğin dışarıda lodoslu hava varsa ya da kar yağarken içerinin klimasını kaç derecede çalıştırmak gerekir veya yaz döneminde içeriye kaç dakikada bir hava verilmeli, hepsi çok hassas konular. Bunları öğrenmem çok zaman aldı, hala öğreniyorum zira mantar işi bir listeyle üretilecek bir iş değil."

"Mantar üretimi yapan kadınlar olarak, ben de kazanıyorum, onlar da"

Göksu Taşeli Havzası Kalkınma Projesi'nin verdiği destekle serasını kuran Meltem Gözel üretim sahasını 210 metrekareye ulaştırmış ulaştırmasına ama bundan daha önemlisi çevresindeki pek çok kadını da bu işe girmeleri için cesaretlendirmiş.

"Mantar üretimi yapmak isteyen birçok kişi bana ulaşıyor. Üretimim yüksek olduğu için bir şekilde haberleri oluyor. Adana'dan, Bursa'dan Türkiye'nin birçok yerinden arıyorlar. Özellikle kadınlar arıyor ve mantar hakkında bilgi alıyorlar, 'bize destek olur musunuz?' diye soruyorlar. Hatta Bozkır (Konya) ilçesinde Göksu Taşeli Projesinden faydalanan üç kadın var. Her gün arıyorlar, 'ne yapalım nasıl yapalım' diyorlar. Gücüm yettiğince hepsine yardımcı olmaya çalışıyorum çünkü pes etmelerini istemiyorum. İlk ekimde belki kâr elde edemezler ama yılmamaları lazım. Bir kadın vardı böyle beni arayan, çok meraklıydı, evinin bodrumunda başladı işe, ekimini yaptı. Ne mutlu ki iyi bir verim aldı, yapabilirse şimdi bir de sera kurmayı planlıyor."

İşte böyle başka yerel girişimlere de sebep oluyor Meltem Gözel'in başarı hikayesi. Bir yandan da kendi çalışmalarına devam ediyor. Hasat, ilaçlama, yıkama gibi işlerini kendisi yapıyor, daimi çalışanı yok fakat işlerin yoğunluğuna göre dönemsel işçi çalıştırabiliyor ve onların da çoğunluğu kadınlardan oluşuyor.

"Tırmık ve toprak sermede 3-4 kişiyle çalışırken hasat döneminde 8-10 kişiye kadar çıkıyor çalışan sayısı. Genelde kadınlarla çalışıyorum. İşçileri yevmiye hesabıyla çalıştırıyorum, Ben de kazanıyorum, onlar da kazanıyor. Onlarla birlikte başarmak çok güzel."

"Çocuklarım mantarları onlardan çok sevdiğimi düşünüyor"

Her sabah yedide güne başlıyor Meltem Gözel. Önce mantarlarının kontrol ve ölçümlerini yapıyor. Isı en önemli konu. "Ortam ısısı, tıpkı bebeklerdeki ateş gibi onlar için. Bu yüzden onlara bebek gibi bakmak ve ısılarını kontrol ederek klimayı ayarlamak gerek" diyor.  

Sonra sıra çocuklarına ve ev işlerine geliyor. Çocuklar her ne kadar mantarlar için  'onları bizden çok seviyorsun' deseler de Meltem Gözel işini çok seviyor çünkü hem kendi ayakları üzerinde durmasını sağlıyor hem de kendisi gibi birçok kadına rehberlik ediyor. 

Yılda 3-5 defa ekim yapıp her hasatta 3-3,5 ton verim aldığı mantar işi onun için hayli kazançlı. Üstelik elde edilen mantarların kalitesi de yüksek olunca pazarlama sorunu yaşamıyor. Meltem Gözel'in ürettiği mantarlar hiç vakit kaybetmeden aracılar vasıtasıyla Konya, Antalya ve Manavgat hallerine satılıyor.

Göksu Taşeli Havzası Kalkınma Projesi'nden aldığı destekle hayatında yeni bir sayfa açan Meltem Gözel, hem kendisi hem çocukları için yeni bir gelecek inşa etmiş. Ailesinin yanında olması ve onu desteklemeleri de çok büyük bir şans. Şimdi bir soğuk hava deposu kurmayı ya da soğutmalı özel bir araç alarak ürünlerini doğrudan pazara götürmeyi düşünüyor.

Komposttan gelen ve hiçbir ekonomik getirisi olmayan fındık mantardan yaptığı, tadan herkesin çok beğendiği turşu ve reçellerini daha çok insan tatsın istiyor. Geç toplanan mantarları kurutup çorbalık mantar haline getirmeyi planlıyor.

Meltem Gözel, üç yıldır gösterdiği emekler sonucunda ulaştığı sonuçtan memnun. Daha yolu uzun ama istiyor ki birçok kadın da kendisi gibi başarılı olsun. Bunun için elinden gelen yardıma hazır olduğu gibi, bir kısmına da şimdiden ilham kaynağı olmuş bile.