Genel Müdürümüz Kerim ÜSTÜN Avrasya Tarım Ekonomistleri Derneğinin "TARIMDA REFORMUN TOPRAKTAN KÜRESEL REKABETE EVRİMİ" isimli programına konuk oldu.
Tarımsal alanda imparatorluklar sonrası ulus devletlerin oluşması ve demokratikleşmesi sürecinde, toprak odaklı başlayan reform faaliyetlerinin, 2. Dünya savaşı sonrasında daha geniş bir kavrama evirildiğini belirten Genel Müdürümüz, Birleşmiş Milletlerin 1960 sonrası toprak reformuna ilişkin raporlarında; toprak reformunun toprak tasarrufundaki değişimleri kapsadığını, fakat aynı zamanda tarımsal kredi, tedarik, pazarlama, yayım ve araştırma ile ilgili temel, kamusal, kooperatif ya da ticari örgütlerin kurulmasını ya da güçlendirilmesini de içerdiği." şeklinde tanımlandığını ifade etti.
Dünyadaki bu gelişmeler doğrultusunda ülkemizde de bu güne kadar önemli çalışmalar yapıldığını belirten Genel Müdürümüz;
"1924, 1961 ve 1982 anayasalarının hepsinde yer alan toprak yönetimiyle ilgili hükümler doğrultusunda; Çiftçiyi Topraklandırma Yasası, Toprak ve Tarım Reformu Yasası, Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu ve Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu gibi yasal düzenlemeler ve bu düzenlemeleri uygulamak üzere Toprak ve İskan İşleri Genel Müdürlüğü, Toprak Su Genel Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü gibi kurumlar kurulmuştur.
Bu kurumlar aracılığı ile bu güne kadar yaklaşık olarak 4,8 milyon hektar alanda arazi toplulaştırması, 2,2 milyon hektarın topraksız ve az topraklı çiftçilere arazi dağıtımı, 565 bin dekar arazi kiralaması ve 101 bin da arazinin iadesi tamamlanmıştır.
Toprak ve tarım arazilerini bütüncül olarak koruma altına alan 5403 sayılı Kanunda 2014 yılında yapılan değişiklik ile 764 bin ha tarım arazisinin satışla bölünmesi ve hisselendirilmesi engellenmiştir. Tarım dışı kullanıma izin verilen alan yıllık 115 bin ha'dan 15 bin ha'a düşürülmüştür. İlan edilen 376 büyük ova ile toplam 9 milyon hektar tarım alanı koruma altına alınmıştır.
Toprak reformu alanında yaklaşık 1 asırdır süren bu çalışmalar, son anayasamızda devletin görevleri arasında sayılan «sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla geliştirilmesi» doğrultusunda reformun geniş anlamlı tanımına taşınmıştır.
Bakanlığımızın görevlerine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Genel Müdürlüğümüze verilen «Rekabetçi bir tarım sektörünün oluşturulması,» görevi kapsamında; Bakanlığımız koordinasyonunda; Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı, 14 bakanlık, 12 Bakanlığa Bağlı veya İlgili kurum ve kuruluşların temsilcileri ile «Kırsal Kalkınma Planı İzleme Komitesi» oluşturulmuştur. Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi ve Eylem Planları hazırlanarak, Ulusal Kaynaklı Projeler, AB Kaynaklı Projeleri ve Dış Kaynaklı Projelerin uygulamasındaki yol haritası belirlenerek tarım reformunun geniş anlamı ile uygulamasına çalışılmaktadır.
Ulusal kaynaklardan finanse Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında; 2006-2020 yılları arasında; 3.4 Milyar TL hibe ile 12.551 tarıma dayalı sanayi tesisi kurulmuş, 102.000 kişilik istihdam sağlanmıştır. 1 Milyar TL hibe desteği sağlanarak 262 Bin makine ekipman çiftçilerimize kazandırılmıştır.36 bin çiftçimize 623 milyon TL hibe desteği, 323 bin çiftçimize 3,5 milyar TL düşük faizli kredi desteği sağlanarak 1,1 milyon hektar alanda modern sulama sistemlerinin kullanımına geçilmiştir.
Devam eden 47 Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Projesi için 17.300 Dekar alanda altyapı çalışması yapılmış, toplam 204 Milyon TL altyapı kredi desteği sağlanmıştır.
18-40 yaş arası 47.775 genç çiftçiye 1.4 Milyon TL hibe ödemesi gerçekleştirilmiş, Uzman Eller Projesi kapsamında 4 pilot ilde 98 projeye 9.7 Milyon TL hibe desteği sağlanmıştır.
Bitkisel üretim arz-talep dengesinde önemli bir fonksiyonu olan lisanslı depoculuk sistemi kapsamında çiftçilerimize 322,7 Milyon TL kira ve nakliye desteği sağlanmıştır.
Dış Kaynaklı Kırsal Kalkınma Projeleri kapsamında 1976-2017 yılları arasında 8 proje tamamlanmış olup, 22,3 milyon Euro bütçeli Göksu Taşeli Havzası Kalkınma Projesi ve 98,1 milyon Euro bütçeli Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi devam etmektedir.
AB katkılı IPARD programları kapsamında; 1 milyar 52 milyon Euro bütçeli IPARD I programı ile 10.653 proje tamamlanmış 57.000 kişiye iş imkânı sağlanmıştır. 813 milyon Euro bütçeli IPARD II programı ile 4.000 proje ile sözleşme imzalanmıştır. Hazırlıkları çalışması devam eden IPARD III Programının, 2021 yılı 4. çeyreğinde başlatılması düşünülmektedir.
2005 yılında başlatılan Devlet destekli tarım sigortaları uygulamaları ile bu güne kadar; 15 Milyon adet sigorta poliçesi kesilmiş, 304,6 Milyar TL'lik tarımsal varlık sigortalanmış, 7,4 Milyar TL hasar tazminatı ödenmiştir. 2017'de ilçe bazlı kuraklık verim sigortasına, 2021 yılında köy bazlı kuraklık verim sigortasına geçildi.
Tarım sektörünün rekabet gücünü artırılmasını hedefleyen bu reform çalışmaları neticesinde Ülke tarımımız: 2018 yılında %1,9, 2019 yılında % 3,3, 2020 yılında %4,8, 2021 yılı ilk çeyreğinde % 7,5 büyümüştür.
Tarımdaki reform hareketlerinin toprağın ötesindeki süreçlere taşıyarak 21 yy. başında tarımda Avrupa'da lider, Dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yer almayı başaran Ülkemizin tarımının önünde yeni bir süreç durmaktadır.
Günümüzde küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeni ile tarıma uygun toprak varlığı, tarıma uygun iklim, üretim bölgeleri ve tarım için olmazsa olmaz su kaynaklarının varlığında değişimler başlamıştır. Bu yeni denklem, tarımda yeni kurguları yeni stratejileri beraberinde getirmiştir.
Artık ülkeler ve tarım şirketleri; küresel ısınma sonrasında tarıma uygunluk potansiyeli taşıyan yeni bölgelerde üretim yapma arayışlarına başlamış, tarım ticaretindeki paylarını, tarımsal üretime taşımaya yönelmişlerdir. Tarımda üretime yönelen bu küresel oligopolleşmenin temel sebebi, doğal kaynaklarda kısıtlayıcı gelişmeler, nüfus projeksiyonları (iç gücü-tüketim), lojistik maliyeti ve riskleri ve üretim riskleri ve yaşanan pandemi gibi gerekçelerle; tarım ve gıdanın 21. yy'lın stratejik sektörü olarak görülmesidir.
Toparlayacak olursak İmparatorluklar sonrası ulus devletlerinin oluşması ve demokratikleşme süreçlerinde, Ulus içi güç dengelerini sağlamak üzere toprak reformu ile başlayan tarımsal geleneksel reform faaliyetleri, günümüzde gelişmiş ülkelerin ve küresel tarım şirketlerinin dünya tarımsal ticaretine ve üretimine hakim olarak, Uluslararası güç dengelerini ele almaya yönelik entegre ve stratejik faaliyetlere evirilmiştir. Küresel rekabet dediğimiz bu mücadelenin ülkeler açısından özelliği; yer alamadığında yara aldığınız, bir mücadele olmasıdır.
Dolayısı ile tarih boyunca çok tartışılan toprak ve tarım reformu kavramlarına takılmadan, Sayın bakanımız ifade ettiği tarımında yeni ve yerli bir yüzyıl vizyonu ile çağın getirdiği bu küresel rekabet mücadelesinde aktör olarak yer almamız için atmamız gereken adımlara odaklanmamız gerekmektedir.
Şüphesiz arazi yönetimimizdeki iyileştirme çalışmaları devam edecek, bunun yanında reformun daha geniş anlamlı tanımı doğrultusunda ülkemiz tarımının küresel rekabet gücünü artırma hedefinde gayretimiz sürecektir.
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü olarak Sayın Bakanımızın önderliğinde önümüzdeki dönemde; suyu önceliklendiren ve talebi esas alan bir üretim planlaması, bu üretim planlamasının organize bir şekilde işletecek akredite bir örgütlenme, yerinde üretim, yerinde işlemeye dayalı ve üretime katma değer katan bir tarımsal sanayi, çevreyi merkezde tutan ve yöreseli koruyan ve geliştiren ve katma değere dönüştüren bir kırsal kalkınma anlayışı ile uluslararası tarım rekabeti ve ticaretinde söz sahibi bir tarım sektörü oluşturmayı amaçlıyoruz.
Bu amaç aynı zamanda; ülkemizin gıda güvenliğinin geleceği ve sürdürülebilirliğidir, ülkemizin 21 yüzyılda küresel ölçekte stratejik konumunun güçlendirilmesidir." Dedi.
Program yayınını izlemek için TIKLAYINIZ...