Su Yönetimi Genel Müdürü Sayın Afire Sever, Diyanet TV'de yayınlanan Günün Bereketi programına konuk olarak ülkemizdeki su kaynakları ve suyun gündemine dair açıklamalarda bulundu:
“Ülkemizde su yılı 1 Ekim'de başlamakta, 12 ay boyunca yağış ve sıcaklıklar dikkatle izlenmektedir. 2025 yılı Ocak ayı itibarıyla kış aylarında beklenen yağışlardan daha az yağış aldığımızı gördük. Nisan ayında ise normallerin %20 üzerinde yağış kaydedildi. Kış yağışları; barajların doluluğu, yeraltı suları ve yüzeysel su kaynakları açısından büyük önem taşımaktadır.
Ülkemiz, yarı kurak iklim kuşağında yer almakta ve iklim değişikliğinin etkilerini Akdeniz havzasındaki diğer ülkeler gibi yoğun yaşamaktadır. 2025 yılı, sıcaklık ortalamaları bakımından da normalin üzerinde seyreden bir yıl olmaktadır. Ocak ayında ortalama sıcaklık 5,5°C ile normalden 2,6°C daha yüksekti. Nisan dışında, genel olarak yıllık yağışlar normallerin altında gerçekleşti. Bilimsel modelleme çalışmaları, 2030'a kadar su kaynaklarımızda yaklaşık %20, 2100'e kadar ise %25 civarında bir azalma öngörmektedir.
Ayrıca sıcak gün sayısının artması, karla kaplı gün sayısının azalması da beklenmektedir. Kar yağışları çok değerlidir; yavaş eriyerek yeraltı sularını besler. Ani erimeler ise sel ve taşkın riskini artırır. İklim değişikliği nedeniyle deniz seviyelerinde de yükselme gözlenmektedir.
Dünya yüzeyinin %70'i sularla kaplı olmakla birlikte bunun %97,5'i tuzlu sudur. Tatlı su oranı ise yalnızca %2,5'tir ve bunun da ancak %1,2'sine erişilebilmektedir. Ülkelerin coğrafi konumları ve nüfus artışı, kişi başına düşen su miktarını belirleyen temel etkenlerdir. Türkiye'de kişi başına düşen yıllık su miktarı 2023'te 1.313 m³ iken, 2024'te 1.308 m³'e gerilemiştir. Artan nüfus ve iklim değişikliği, su kaynakları üzerindeki baskıyı daha da artırmaktadır.
Bu doğrultuda, suyumuzu daha verimli kullanmak amacıyla kapsamlı çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye genelinde 2.600'den fazla gölü ve tüm nehirlerimizi kayıt altına aldık. İçme suyu olarak kullanılabilecek 513 göl, gölet ve barajın durumunu izliyoruz. 25 havzamızın her biri için su bütçeleri hazırlıyor; kuraklık, taşkın ve su tahsis planlarını güncelliyoruz. Böylece her koşulda hangi sektöre ne kadar su verileceğini planlıyor, taşkın risklerini azaltacak tedbirleri belirliyoruz.
Diğer yandan, Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin öncülüğünde başlatılan Su Verimliliği Seferberliği kapsamında 112 eylem planı hazırladık. Türkiye'de kişi başına günlük su tüketimi ortalama 150 litre. Basit tedbirlerle bu miktarı önce 120 litreye, ardından 100 litreye düşürmeyi hedefliyoruz. Diş fırçalarken musluğu kapatmak, duş sürelerini azaltmak, sebze yıkama suyunu yeşil alanlarda değerlendirmek, rezervuarlarda düşük su hacimli sistemler tercih etmek gibi önlemlerle suyumuzu koruyabiliriz. Özellikle gri suyun (banyo ve lavabo suları) geri kazanılması ve yeşil alan sulamasında kullanılması da büyük önem taşımaktadır.
Sanayi ve tarımda da su verimliliğini artırmak için teknolojiyi etkin biçimde kullanıyoruz. 152 sektöre özel rehber doküman hazırlayarak sanayide %30 olan verim oranını %50'ye çıkarmayı hedefliyoruz. Atıksuyun arıtılarak proseste ve sulamada tekrar kullanılmasını destekliyoruz. Tarımda ise modern sulama sistemleri ve akıllı sulama yöntemleriyle su kullanım randımanımızı %51'den %65'e yükseltmeyi amaçlıyoruz.
Su; medeniyetimizin ve geleceğimizin teminatıdır. İsraf edilmeden, dikkatle ve bilinçle kullanılmalıdır. Bakanlığımız, Sayın Bakanımız İbrahim YUMAKLI'nın liderliğinde, tüm kurumlarımız ve vatandaşlarımızla iş birliği içinde çalışmakta, gençlerimizin ve halkımızın duyarlılığına güvenmektedir. Kuraklığı ve su kıtlığını önlemek için hep birlikte mücadele edeceğiz.
Su, her damlasıyla hayat demektir. Suyumuzu korumak hepimizin görevi."