Daha yüksek erişilebilirlik modunu aç
Daha yüksek erişilebilirlik modunu kapat
T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
AVRUPA BİRLİĞİ VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Görme Engelli
×
  • Anasayfa
  • KURUMSAL YAPI
    GENEL MÜDÜR
    GENEL MÜDÜR YARDIMCILARI
    DAİRE BAŞKANLARI
    DAİRE BAŞKANLARI VE GÖREVLERİ
    ORGANİZASYON ŞEMASI
    TARİHÇE
    MİSYON VE VİZYONUMUZ
    KALİTE POLİTİKAMIZ
    TARIM MÜŞAVİRLİKLERİMİZ
  • FAALİYETLER
    AVRUPA BİRLİĞİ UYUM
    • MÜZAKERE SÜRECİ
    • FASIL 11 TARIM VE KIRSAL KALKINMA
    • FASIL 12 GIDA GÜVENİLİRLİĞİ, VETERİNERLİK VE BİTKİ SAĞLIĞI
    • FASIL 13 BALIKÇILIK
    • TAIEX MEKANİZMASI
    • YAYINLARIMIZ
    • FAYDALI LİNKLER
    • FASIL 27 ÇEVRE VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
    İKİLİ İLİŞKİLER VE PROTOKOL
    • BAKAN KABULLERİ
    • ÜST DÜZEY KABULLER
    • BAKANIMIZIN YURTDIŞI ZİYARETLERİ
    • ÜST DÜZEY YURTDIŞI ZİYARETLER
    • TARIM YÜRÜTME KOMİTESİ TOPLANTILARI
    • ANLAŞMA VE PROTOKOLLER
    • TEKNİK HEYET ZİYARETLERİ
    EKONOMİK VE TEKNİK İLİŞKİLER
    • GÖREVLERİMİZ
    • DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ
    • SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI
    • TÜRKİYE’DEKİ MÜLTECİLER İÇİN AB MALİ YARDIM ARACI (FRIT)
    ULUSLARARASI KURULUŞLAR
    • GÖREVLERİMİZ
    • BİRLEŞMİŞ MİLLETLERE (BM) BAĞLI ULUSLARARASI KURULUŞLAR
    • KÜRESEL EKONOMİK VE TEKNİK KURULUŞLAR
    • ULUSLARARASI GÜVENLİK VE BÖLGESEL KURULUŞLAR
    • ORMANCILIKLA İLGİLİ ULUSLARARASI KURULUŞLAR
    İZLEME VE DEĞERLENDİRME
    • GÖREVLERİMİZ
    • DIŞ KAYNAKLI PROJELERİN İZLENMESİNE İLİŞKİN GENELGELER VE EKLERİ
    • İZLEME VE DEĞERLENDİRMEYE YÖNELİK EĞİTİMLERİMİZ
    • PROJE UYGULAMAYA YÖNELİK EĞİTİMLERİMİZ
    • YAYINLARIMIZ
  • PROJELER
    IPA BİRİMİ
    TUCSAP PROJE SAYFASI
    ÜLKE MASALARI
    DEPREM BÖLGESİ PROJESİ
  • YAYINLAR
    HABER BÜLTENİ
    YAYINLARIMIZ
    UZMAN GÖZÜYLE
  • BASIN
  • İLETİŞİM
Skip Navigation LinksAvrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü > Menu
Fasıl 11 Tarım ve Kırsal Kalkınma

Ortak Tarım Politikası

AB'de tarım sektörü, önemli bir yere sahip olup, toplam AB bütçesinin yaklaşık %40'tan fazlasını tarım harcamaları oluşturmaktadır. Tarım harcamaları içerisindeki en büyük payı ise doğrudan ödemeler almaktadır.

AB Tarım Bütçesi (Milyon Avro)

ÖNLEMLER201520162017
Doğrudan Ödemeler 42.16840.98441.551
Piyasa Önlemleri2.6673.1543.001
Kırsal Kalkınma20.12018.65014.337
TOPLAM TARIM BÜTÇESİ64.95562.78858.889
AB BÜTÇESİ141.586136.417137.379
TARIMIN TOPLAM BÜTÇEDEKİ PAYI (%)45,84642,8

Kaynak: AB Bütçe Genel Müdürlüğü, AB Tarım ve Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü

https://ec.europa.eu/agriculture/cap-funding/financial-reports_en

http://ec.europa.eu/budget/biblio/publications/publications_en.cfm#FR_2017

AB'nin Ortak Tarım Politikası (OTP), adından da anlaşılabileceği üzere, Birlik çapında getirilmiş ortak kurallar çerçevesinde yürütülen ve Üye Devletlerin kendi ulusal tarım politikalarının yerine geçen bir politika olup, esas olarak 1950'li yıllardaki problemleri çözmek için oluşturulmuştur. İkinci Dünya Savaşı yıllarında ve savaş sonrasında yaşanan gıda yetersizliği, AB aktif nüfusunun çok önemli bir bölümünü oluşturan tarım sektörü çalışanlarının gelir düzeyinin korunması ve üye ülkelerin ulusal tarım politikaları arasındaki derin farklılıkların giderilmesi gerekliliği, ortak bir tarım politikası oluşturulmasını gündeme getirmiştir.

OTP'nin, bugün de geçerliliğini koruyan amaçları, ürün arzını garanti altına almak, verimliliği artırmak, üreticilere istikrarlı bir gelir sağlamak, ürünlerin tüketicilere uygun fiyatla ulaştırılmasını temin etmek ve piyasaları istikrara kavuşturmaktır. Bu amaçlara ulaşmak üzere, üç temel ilke, yani Tek Pazar (üye devletler arasında tarımsal ürünlerin serbest dolaşımı), Topluluk Tercihi (üçüncü ülkelerden yapılan düşük fiyatlı ihracata karşı koruma ve Topluluk ürünlerine öncelik verme) ve Mali Dayanışma (politikanın uygulanmasından kaynaklanan gelir ve giderler için ortak bir fon oluşturulması (Avrupa Tarımsal Garanti Fonu-ATGF)) belirlenmiştir. 

Oluşturulan bu sistem, başlangıçta anılan amaçlara hizmet ettiyse de, 1980'lere gelindiğinde üretim fazlası sorunu ortaya çıkmış ve bu politika, bütçe üzerine ağır bir yük getirmeye başlamıştır. Bu nedenle 1980'lerin sonundan itibaren bu sorunların giderilmesine yönelik reform çalışmaları yapılmaya başlanmış ve 1992 yılında gerçekleştirilen MacSharry reformları ile müdahale fiyatları düşürülmüş ve hektar ve hayvan başına doğrudan destek sistemine geçilmiştir.

1999 yılındaki Gündem 2000 reformu ile birlikte, önceki reform derinleştirilmiş ve başlangıçta sadece piyasa desteği önlemleri içeren OTP, çevre ve kırsal kalkınma önlemlerini de kapsar hale getirilmiş ve bu amaçla OTP'nin ikinci ayağı olarak Kırsal Kalkınma Politikası oluşturulmuştur. Bu tarihten itibaren OTP, iki sütunlu bir yapı ile işlemeye başlamıştır. Birinci sütun, tarım piyasalarına ilişkin önlemleri (müdahale önlemleri, üretim ve pazarlamaya ilişkin kurallar ile dış ticaret önlemleri) ve tarımsal destekleri içerirken, ikinci sütunu, AB bütçesi ile Üye Devletler tarafından ortaklaşa finanse edilen ve Üye Devletler tarafından, kendi bölgesel öncelik ve ihtiyaçlarına göre hazırladıkları programlar bazında yürütülen kırsal kalkınma politikası oluşturmaktadır.

Temel olarak, üretim ile destekler arasındaki bağın koparılması sonucunda, AB çiftçilerinin daha rekabetçi ve piyasa merkezli hale gelmesi ve gelir istikrarının sağlanmasını amaçlayan 2003 reformu kapsamında ise, doğrudan desteklerin çoğunluğu, tamamen üretimden bağımsız hale getirilmiş ve bu desteklerin verilmesi de çapraz uyum adı verilen belirli çevresel koşullar ile gıda güvenilirliği, hayvan ve bitki sağlığı standartlarına riayet etme koşuluna bağlanmıştır.

Bununla birlikte, bu süreç boyunca, özellikle Birliğin son genişleme dalgaları ile birlikte, desteklerin Üye Devletler arasında daha adil şekilde dağıtılması ve desteklerin artan fiyat dalgalanmalarına ve çevresel endişelere daha iyi cevap verecek biçimde gözden geçirilmesi konusunda talepler gelmeye başlamıştır. Ayrıca son yıllarda yaşanan gıda krizleri, küresel ısınma, biyoçeşitliliğin azalması ve doğal kaynakların giderek bozulması, OTP'nin bu hususlar dikkate alınarak yeniden şekillendirilmesini gerektirmiş ve Aralık 2013'te OTP'de yeni bir reform gerçekleştirilmiştir.

Halihazırda OTP, 4 ana Tüzük kapsamında yürütülmektedir:

  1. Kırsal Kalkınma için Avrupa Tarımsal Fonu (EAFRD) yoluyla kırsal kalkınmanın desteklenmesine ilişkin hükümler getiren ve 1698/2005 sayılı Konsey Tüzüğünü yürürlükten kaldıran 17 Aralık 2013 tarih ve 1305/2013 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü (Kırsal Kalkınma Tüzüğü)
  2. Ortak Tarım Politikasının finansmanı, idaresi ve izlenmesine ilişkin hükümler getiren ve 352/78, 165/94, 2799/98, 814/2000, 1290/2005 ve 485/2008 sayılı Konsey Tüzüklerini yürürlükten kaldıran 17 Aralık 2013 tarih ve 1306/2013 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü (Yatay Tüzük)
  3. Ortak Tarım Politikası kapsamında destek planları altında çiftçilere doğrudan ödeme verilmesine ilişkin kurallar koyan ve 637/2008 ve 73/2009 sayılı Konsey Tüzüklerini yürürlükten kaldıran 17 Aralık 2013 tarih ve 1307/2013 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü (Doğrudan Ödemeler Tüzüğü)
  4. Tarım ürünleri için ortak piyasa düzeni oluşturan ve 922/72, 234/79, 1037/2001 ve 1234/2007 sayılı Konsey Tüzüklerini yürürlükten kaldıran 17 Aralık 2013 tarih ve 1308/2013 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü (Piyasa Önlemleri Tüzüğü)

 

 

Diğer taraftan, AB OTP'nin bu reform ile ortaya çıkan değişimlere yeterince uyum sağlayıp sağlayamadığına ilişkin tartışmalar ve istişareler devam etmiştir. 2017 yılı başında başlayan bu istişarelerin sonuçları, aynı yılın Kasım ayında Komisyonun hazırladığı "Gıda ve Tarımın Geleceği" başlıklı Bildiri ile tüm paydaşlarla paylaşılmış ve Komisyon, 1 Haziran 2018 tarihinde OTP'nin geleceğine ilişkin mevzuat önerilerini yayımlamıştır. Bunlar: 1) OTP stratejik planlarının desteklenmesi konusundaki kuralları belirleyen bir tüzük; 2) ortak piyasa düzenleri konusunda bir tüzük ve 3) OTP'nin finansmanı, idaresi ve izlenmesi konusunda yatay bir tüzüktür.

 

Mevzuat önerilerinin 2019 ve 2020 yıllarında Konsey ve Parlamento'da tartışılması ve 2021 yılı başından itibaren uygulanmaya başlaması beklenmektedir.

 

 

 


AB'de Destekler

Avrupa Birliği'nde (AB) tarımsal destekler, halihazırda AB tarım bütçesinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. 2017 yılında, yaklaşık 59 milyar avro olan tarım harcamaları içerisinde 70'lik pay (41,5 milyar avro) ile doğrudan ödemeler en büyük kalemi oluşturmaktadır. 1960'lı yıllarda oluşturulan AB Ortak Tarım Politikası (OTP), AB'de tarım sektörüne verilen desteğin temellerini oluşturmakta olup, zaman içerisinde değişen iç ve dış koşullara bağlı olarak sürekli bir reform sürecinde olmuştur.

OTP'nin oluşturulduğu ilk yıllarda fiyat desteği şeklinde verilen destekler, 1992 yılındaki reformla hektar başına ve hayvan başına doğrudan destek olarak verilmeye başlanmış ve 2003 yılında ise çiftçilere verilen desteğin büyük çoğunluğunun üretimle bağlantısı kesilmiştir. Tek Ödeme Planı (TÖP) olarak adlandırılan bu destekleme sisteminde ödemeler, çiftçilerin referans dönemde (2000-2002) almış oldukları destek miktarı bazında hesaplanmakta ve çiftçilerin çapraz uyum olarak tabir edilen ve tarımsal arazilerin iyi tarımsal ve çevresel koşullarda muhafaza edilmesi ile çevrenin korunması, bitki ve hayvan sağlığı ve hayvan refahıyla ilgili standartlara riayet etmesi gerekmektedir.

2004 ve 2007 yılında AB'ye üye olan devletler için ise farklı ve daha basit bir destekleme sistemi öngörülmüştür. Tek Alan Ödemesi Planı (TAÖP) olarak adlandırılan bu sistem kapsamında, hektar başına sabit oranlı bir ödeme verilmekte olup, hektar başına ödeme miktarı, söz konusu ülkeye sağlanan toplam destek miktarının, kullanılan tarımsal araziye bölünmesi yoluyla hesaplanmaktadır.

Son olarak OTP'de, 2013 yılı sonrası dönem için yeniden bir reform gerçekleştirilmiş ve doğrudan desteklerde önemli değişikliklere gidilmiştir. Burada amaç, desteklerin Üye Devletler içinde ve arasında daha adaletli dağıtılması ile Üye Devletlerin farklı ekonomik, sosyal ve yapısal koşullarının dikkate alınarak desteklerin uygulanması ve finansmanında bu ülkelere esneklik sağlanmasıdır.

Reform sonrası doğrudan desteklere ilişkin hususlar, "Ortak Tarım Politikası Kapsamında Destek Planları Altında Çiftçilere Doğrudan Ödeme Verilmesine İlişkin Kurallar Koyan ve 637/2008 ve 73/2009 Sayılı Konsey Tüzüklerini Yürürlükten Kaldıran 17 Aralık 2013 Tarih ve 1307/2013 Sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü" ile düzenlenmektedir. Bu kapsamda, daha önceleri Tek Ödeme Planı ve belirli koşullar altında verilen üretimle bağlantılı destek ile sınırlı olan ödemeler, beşi zorunlu olmak üzere dokuz yeni ödeme kalemi içerecek şekilde genişletilmiştir.  

Zorunlu Destek Planlarıİhtiyari Destek Planları
  • Temel Ödeme Planı
  • Tek Alan Ödemesi Planı
  • Yeşil Ödeme
  • Genç Çiftçiler için Ödeme
  • Pamuk için Ürüne Özgü Ödeme
  • Küçük Çiftçi Planı
  • Üretimle Bağlantılı Destek
  • Doğal Kısıtı Bulunan Alanlara Verilen Destek
  • Yeniden Dağıtım Ödemesi

 

"Temel Ödeme", "Tek Ödeme Planı"nın yerini almıştır. 100 avro'dan az miktardaki ödemeler ile 1 hektardan az tarım arazileri, ödeme kapsamı dışındadır.

"Tek Alan Ödemesi Planı"nın (TAÖP) 2020'ye kadar devam etmesi öngörülmektedir.

"Yeşil ödeme", temel ödemeye ek olarak, doğrudan ödemelerin daha çevreci hale getirilmesi ("greening") kapsamında önerilmiş olup, çapraz uyum standartlarına ek olarak, ürün çeşitlendirmesi, kalıcı meraların muhafaza edilmesi, arazilerin % 5'inin ekolojik odaklı alanlara (çitler, ağaç, çayır, tampon bölge vs.) tahsis edilmesi gibi bazı çevresel uygulamaların yapılması karşılığında çiftçilere ödenmektedir. Halihazırda çevreye yararlı uygulamalar yapan (organik tarımla uğraşan veya tarım çevre tedbirlerini uygulayanlar gibi) çiftçiler, bu temel koşulları yerine getirmiş sayılacaktır.

"Genç Çiftçiler için Ödeme", tarımsal faaliyete yeni başlayan 40 yaşından genç çiftçiler için temel ödeme alması koşuluyla, ilk 5 yıl süresince, kırsal kalkınma kapsamındaki kurulum yardımını tamamlayıcı şekilde, ilave % 25'lik bir ödeme olarak yapılmaktadır.

"Pamuk için ürüne özgü ödeme", Bulgaristan, Yunanistan, İspanya, Portekiz için verilmektedir. Yardım miktarı, ülkeler için belirlenen baz alan, verim ve referans miktarlar çerçevesinde hesaplanmaktadır.

"Küçük Çiftçi Planı", katılımcılarına basitleştirilmiş, sabit bir ödeme sunan, daha esnek çapraz uyum koşulları getiren ve yeşil ödeme yükümlülüklerinden muaf tutan bir ödeme planıdır. Bu plana dahil olan çiftçiler, Üye Devletler tarafından 500-1250 Avro arasında belirlenen yıllık sabit bir ödeme alabilmektedir.

"Üretimle Bağlantılı Destek", sadece ekonomik, sosyal veya çevresel nedenlerle önem arz eden spesifik tarım türlerinin veya spesifik tarım sektörlerinin belirli zorluklar yaşadığı bölgelerine veya sektörlerine ve sadece mevcut üretim seviyesini korumak üzere verilebilir. Bu destek, yıllık bir ödeme şeklinde, tanımlanmış miktar sınırlamaları dahilinde ve sabit alan ve verim bazında veya sabit hayvan sayısı bazında verilir.

"Doğal Kısıtı Bulunan Alanlara Verilen Destek", tarımsal üretimin zorlu koşullarda gerçekleştirildiği alanlarda üretimin devamlılığının sağlanması ve biyoçeşitliliğin korunması için verilebilmektedir.

"Yeniden dağıtım ödemesi (redistributive payments)", küçük ve orta ölçekli çiftlikler için, çiftçilerin ilk 30 hektarlık arazileri için kendilerine tahsis edilen mali bütçenin % 30'una kadar yıllık ilave bir ödeme şeklinde verilebilmektedir. 

 

 


Ortak Piyasa Düzenleri

Ortak Piyasa Düzenleri (OPD), Ortak Tarım Politikası'nın (OTP) oluşturulduğu 1960'lı yıllardan bu yana tarım piyasalarını düzenleme bakımından en etkin araç olup, 21 ürün ve/veya ürün grubu için ayrı ayrı oluşturulmuştur. Oldukça karmaşık ve ayrıntılı düzenlemeler içeren bu mekanizma, OTP'nin sadeleştirilmesi kapsamında tek bir kapsamlı Tüzük haline getirilmiştir. "Tek OPD Tüzüğü" olarak adlandırılan 1234/2007 sayılı "Bazı Tarım Ürünleri İçin Özel Hükümler Getiren ve Tarımsal Piyasalar İçin Ortak Bir Düzen Kuran Konsey Tüzüğü" 22 Ekim 2007 tarihinde yayımlanmıştır.

Son olarak, 2013 yılında gerçekleştirilen reform ile birlikte yeni bir Tüzük (Tarım Ürünleri için Ortak Piyasa Düzeni Oluşturan ve 922/72, 234/79, 1037/2001 ve 1234/2007 sayılı Konsey Tüzüklerini Yürürlükten Kaldıran 17 Aralık 2013 tarih ve 1308/2013 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü) yayımlanmıştır. Bu Tüzükte, önceki Tüzükteki yapı korunmuş ve her bir sektöre ilişkin olarak daha önceden ayrı ayrı ele alınan müdahale, özel depolama, ithalat tarife kotaları, ihracat iadeleri, koruma önlemleri, devlet yardımları ve rekabet kuralları gibi klasik piyasa politikası alanlarındaki kurallar, kullanılan araçlar veya politika konularına göre yeniden düzenlenmiştir.

OPD Tüzüğü aşağıda yer alan ürünleri kapsamaktadır:

 

1)Hububat12) Şarap
2)Çeltik13) Canlı ağaçlar ve süs bitkileri
3)Şeker14) Tütün
4)Kaba yem15) Sığır ve dana eti
5)Tohumlar16) Süt ve süt ürünleri
6)Şerbetçiotu17) Domuz eti
7)Zeytinyağı ve sofralık zeytin18) Koyun ve keçi eti
8)Keten ve kenevir19) Yumurta
9)Meyve ve sebzeler20) Kanatlı hayvan eti
10)İşlenmiş meyve ve sebzeler21) Diğer ürünler
11)Muz 

 

Ayrıca OPD Tüzüğü, daha önceden tam anlamıyla bir OPD kapsamında bulunmayan ancak bir dizi özel tarımsal kural ile düzenlenen ipekböcekçiliği, tarımsal kaynaklı etil alkol ve arıcılık ürünleri gibi diğer tarımsal ürünlere ilişkin de önlemler getirmiştir.

Reform ile birlikte OPD açısından, genel itibariyle kamu müdahalesi araçlarının iyice azaltılarak, bir yandan piyasaya yönelimin ve rekabetçiliğin artırılması, diğer yandan çiftçileri öngörülemeyen piyasa dalgalanmalarından korumayı amaçlayan kriz yönetim araçlarının devreye sokulmasının amaçlandığı görülmektedir.

Halihazırda müdahale, kamu müdahalesi ve özel depolama yardımı şeklinde uygulanmaktadır. Kamu müdahalesi, sadece belirtilen ürünlere ilişkin olarak belirlenen müdahale dönemlerinde, kamu müdahale fiyatından gerçekleştirilebilir. Kamu müdahale fiyatı, ürünlerin sabit bir fiyattan satın alınacağı fiyat ya da ürünlerin ihale yoluyla satın alınabileceği azami fiyat anlamına gelir. Müdahale yoluyla satın alınan ürünlerin elden çıkarılması (ör: en çok ihtiyacı olanlara gıda dağıtılması), piyasaları bozmayacak şekilde gerçekleştirilir.

Kamu müdahalesine konu ürünler aşağıda yer almaktadır:

- Ekmeklik buğday, durum buğdayı, arpa ve mısır 

- Çeltik

- Sığır ve dana eti

- Tereyağı

- Yağsız süt tozu

Özel depolama yardımı ise, beyaz şeker, zeytinyağı, keten lifi, büyükbaş hayvan eti, tereyağı, kalite peynir, yağsız süttozu, domuz eti, koyun ve keçi etine verilebilmektedir. Önceden tereyağına verilen zorunlu depolama yardımı, yeni dönemde diğer ürünlere uygulanan şekilde ihtiyari hale getirilmiştir.

Yine OPD kapsamında, zeytinyağı ve sofralık zeytin, meyve ve sebze, şarap, arıcılık ve şerbetçiotu sektörlerine yönelik olarak Üye Devletlerin hazırladıkları ulusal yardım programlarına veya üretici örgütlerinin hazırladıkları faaliyet programlarına destek şeklinde yardım planları uygulanmaktadır.

Arzın düzenlenmesine ilişkin olarak ise, süt kotaları 31 Mart 2015'te, şeker kotaları ise 30 Eylül 2017'de kaldırılmıştır. Şarap ve bağcılık alanında, bağ dikim hakları sistemi 2015 yılı sonunda sonlandırılmış ve 2016 yılından itibaren yeni bir dikim ruhsatı yönetim mekanizması getirilmiştir.

Tarım ürünlerinin pazarlanması çerçevesinde, AB'de zeytinyağı ve sofralık zeytin, meyve ve sebze, işlenmiş meyve ve sebze, canlı bitkiler, süt gibi belirli bazı ürün ve ürün grupları için pazarlama standartları getirilmiştir. Bu standartlar, ürünlerin kalitesi, etiketleme, depolama veya nakliyeye ilişkin olabilmektedir. Bunun yanı sıra, özellikle şarap sektöründe, menşe adı ve mahreç işaretlerinin korunmasına yönelik hükümler ile şarapların etiketlenmesi ve sunumuna ilişkin kurallar da bulunmaktadır. 

Üretici örgütlerine ilişkin olarak, reformla birlikte, daha önce belirli sektörlerle (şerbetçiotu, zeytinyağı ve sofralık zeytin, meyve ve sebze, işlenmiş meyve ve sebze ve ipekböceği) sınırlı olan üretici örgütlerinin tanınmasına ilişkin kurallar, gıda zincirinde çiftçilerin müzakere pozisyonlarını artırmak üzere, tüm diğer sektörleri kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Üye Devletler, bu sektörlerde faaliyet gösteren ve üretim, hasat, depolama, paketleme ve ürünlerini pazarlama konularında birlikte hareket eden üreticilerden oluşan gönüllülük esasına dayalı olarak kurulmuş olan üretici örgütlerine tanıma verebilmektedir. Bunun için sözkonusu üretici örgütünün faaliyetlerine ilişkin bir program oluşturması gerekmektedir. Ayrıca, belirli koşullar altında zeytinyağı, sığır ve dana eti, hububat ve diğer bazı tarla bitkileri sektöründe faaliyet gösteren üretici örgütlerine söz konusu ürünlerin arzına ilişkin sözleşmeleri toplu olarak müzakere etme imkanı tanınmıştır.

Kriz yönetimi açısından, özellikle küresel gıda krizleri ve gıda fiyatlarındaki dalgalanmaların ardından, piyasaların bozulması ve hayvan hastalıklarının patlak vermesi durumunda alınabilecek istisnai tedbirler ortaya konulmuş ve tüm sektörleri kapsayacak olan ve yıllık doğrudan ödemelerden yapılacak kesintilerle finanse edilen yıllık 450 milyon Avroluk bir Kriz Rezervi oluşturulmuştur. Ayrıca, piyasada çok ciddi bir bozulma olması durumunda, Komisyon, üretici örgütlerini, birlikte piyasadaki arzı idareye etmeye yönelik geçici önlemler almaları için yetkilendirebilmektedir.

Üçüncü ülkelerle ticaret konusuna ilişkin kurallar devam etmekte olup, bu kapsamda, ithalat ve ihracata yönelik lisanslar, gümrük vergileri, ithalat ve ihracat kotaları ve ihracat iadelerinin nasıl uygulanacağına dair ayrıntılı kurallar ortaya konmaktadır.

 

 


AB Kırsal Kalkınma Politikası

AB'de Kırsal Kalkınma Politikası, Ortak Tarım Politikası (OTP) kapsamında ikinci sütun altında yer alan bir politika alanı olup, OTP'nin tesis edilmesini müteakip çeşitli reformlarla birlikte gelişim ve değişime uğramıştır. Özellikle Gündem 2000 reformu ile birlikte kırsal kalkınma politikasının önemi giderek artmış, bu politika alanı için ayrılan bütçede artışlar yaşanmıştır. 2000'li yıllardan, gerçekleştirilen son reforma kadar kırsal alanda çevrenin korunması, sağlıklı ve kaliteli ürün üretimi, çevresel koşullar, gıda güvenilirliği ve ormancılık gibi konular ön plana çıkmıştır. Son reform, AB'nin 2020 stratejisi ile uyumlu olarak 2013 yılında gerçekleştirilmiş olup, bu kapsamda kırsal kalkınma için desteklemelerin çerçevesinin belirlendiği 1305/2013/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü dahilinde belirlenen amaçlar aşağıda yer almaktadır:

1.  Tarımda rekabetçiliğin teşvik edilmesi,

2. Doğal kaynakların ve iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik sürdürülebilir yönetimin sağlanması,

3. İstihdam yaratılması ve toplulukların dengeli bir şekilde kalkınması.

Üye devletler kırsal kalkınma programlarını kendi ihtiyaçları doğrultusunda AB'nin ortak altı önceliği içinden dördünü seçmek suretiyle hazırlamışlardır. Bu öncelikler;

  • Tarım, ormancılık ve kırsal alanlarda yenilik ve bilgi transferinin hızlandırılması,
  • Tarımsal üretimin tüm alanlarında rekabetin artırılması ve işletme sürdürülebilirliğinin sağlanması ve yenilikçi tarım teknolojilerinin ve sürdürülebilir ormancılık yönetiminin desteklenmesi,
  • Tarımda gıda zinciri organizasyonunun, hayvan refahısnın ve risk yönetiminin geliştirilmesi,
  • Tarım ve ormancılığa dayalı ekosistemin korunması ve geri kazanımı,
  • Tarım, gıda ve ormancılık sektörlerinde düşük karbon ve iklime dayanıklı tedbirlerin desteklenmesi ile kaynak etkinliğinin geliştirilmesi
  • Kırsal alanlarda sosyal katılım, yoksulluğun azaltılması ve ekonomik gelişmenin sağlanmasıdır.

AB'nin kırsal kalkınma politikası "Kırsal Kalkınma için Avrupa Tarımsal Fonu" tarafından finanse edilmektedir. Bu fon kapsamında 2014-2020 döneminde 28 Üye devlet için 100 milyar avro ayrılmıştır. Bu miktara üye devletler tarafından 61 milyar avroluk ilave söz konusudur.

AB'de toplam 118 farklı kırsal kalkınma programı söz konusudur.

Yukarıda ifade edilen önceliklerin en az 4 tanesi üye devletlerin kırsal kalkınma programlarında yer almak zorundadır. Bununla birlikte söz konusu programlar, bölgesel programlar halinde olursa öncelik sayısı 4'ten az olabilmektedir. AB'nin kırsal kalkınma alanında yer alan önceliklerinin gerçekleştirilmesine yardımcı olmak amacıyla Komisyon tarafından üye devletlere yönelik spesifik ihtiyaçları konu alan tematik alt programlar belirlenmiştir. Bunlar; genç çiftçiler, küçük tarımsal işletmeler, dağlık alanlar, yetersiz arz zincirleri, kırsal alanlarda kadın, iklim değişikliğinin azaltılması, iklim değişikliğine adaptasyon ve biyoçeşitliliktir. Üye devletler, bu tematik alt programlarla ilişkili tedbirlere kırsal kalkınma programlarında yer verdiğinde daha fazla destekleme yapabilmektedir.

Bunun yanında Kırsal Kalkınma Politikasının bir unsuru olan LEADER yaklaşımı kapsamında yerel aktörlerin katılımı ile o yöreye ait sorunların belirlenmesi ve sorunların çözümlerine yönelik bireysel projelerin oluşturulması amaçlanmaktadır.

Son olarak, 2014-2020 yıllarını kapsayan yeni Kırsal Kalkınma Tüzüğü kapsamında yer alan tedbirler belirlenmiştir. Bunlar;

  • Danışmanlık Hizmetleri, Çiftlik Yönetimi ve Çiftlik Kurtarma Hizmetleri
  • Kalite Programları, Tarımsal Ürünler ve Gıda Maddeleri
  • Fiziki Varlıklara Yönelik Yatırımlar
  • Doğal Afetlerden Zarar Gören Tarımsal Üretim Potansiyelinin Geri Kazandırılmasına Yönelik Önleyici Tedbirlerin Alınması
  • Çiftlik ve İş Geliştirme
  • Temel Hizmetler ve Köylerin Yenilenmesi
  • Ormanlık Alanlara ve Ormanların Gelişimi ile Kalkınmasına Yönelik Yatırımlar
  • Üretici Gruplarının ve Üretici Örgütlerinin Kurulmasına Yönelik Yardımlar
  • Tarım Çevre İklim Ödemeleri
  • Organik Tarım
  • Natura 2000 ve Su Çerçeve Direktifi Ödemeleri
  • Doğal veya Özel Kısıtlı Alanlara Yönelik Ödemeler
  • Hayvan Refahı
  • Orman Çevre ve İklim Hizmetleri ile Orman Koruma
  • İşbirliği
  • Ürün, Hayvan ve Bitki Sigortası
  • Hayvan, Bitki Hastalıkları, Pestisitler ve Çevresel Felaketlere Yönelik Ortak Fonlar
  • Gelir Dengeleme Aracı

 

 


YATAY KONULAR

Avrupa Birliği "Ortak Tarım Politikasının (OTP) finansmanı, idaresi ve izlenmesine ilişkin hükümler getiren ve 352/78, 165/94, 2799/98, 814/2000, 1290/2005 ve 485/2008 sayılı Konsey Tüzüklerini yürürlükten kaldıran 17 Aralık 2013 tarih ve 1306/2013 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü" ile yatay konular olarak adlandırılan OTP kapsamında yapılan harcamaların finansmanı, Çiftlik Danışmanlık Sistemi, Entegre İdare ve Kontrol Sistemi, Çapraz Uyum Sistemi ve hesapların ibrası konuları düzenlenmiştir.

 1. Entegre İdare ve Kontrol Sistemi (IACS)

Avrupa Birliği'nin Ortak Tarım Politikası kapsamında uyguladığı çeşitli desteklemelere ilişkin çiftçiler tarafından yapılan başvuruların yönetimini ve kontrolünü sağladığı sistem Entegre İdare ve Kontrol Sistemi (IACS)'dir.

IACS kapsamında yönetimi ve kontrolü yapılan desteklemeler aşağıda sıralanmıştır:

 + Alan bazlı doğrudan ödemeler

  • Basit Ödeme Sistemi
  • Tek Alan Ödeme Sistemi
  • Diğer doğrudan ödemeler (yeniden dağıtım ödemeleri)

+ İklim ve çevre yararına olan tarımsal faaliyetlere ilişkin ödemeler

+ Doğal kısıtları bulunan alanlara yapılan ödemeler

+ Genç çiftçilere yapılan ödemeler

+ Üretimle bağlantılı hektar başına yapılan ödemeler

+ Pamuğa yönelik ürüne özgü ödemeler

+ Küçük çiftçi programı

+ Birliğin dış toprakları ve Ege Adalarındaki tarımsal faaliyetlere ilişkin ödemeler

+ Alan bazlı ve hayvan başına uygulanan kırsal kalkınma önlemleri

 IACS'ı oluşturan alt sistemler aşağıda sıralanmıştır:

 

  • Bilgisayar destekli veri tabanı
  • Arazi Parsel Tanımlama Sistemi
  • Ödeme haklarının tanımlanması ve kaydına yönelik sistem
  • Destek başvuruları ve ödeme talepleri
  • Entegre kontrol sistemi
  • Destek başvurusu yapan çiftçiler için kayıt sistemi

 

Yardım başvurularının işlenmesindeki tüm aşamalarda aşağıdaki kontroller yapılmaktadır:

Görsel Kontroller: Başvuru formlarının düzgün bir şekilde doldurulup doldurulmadığına dair yapılmaktadır.

Uyum Kontrolleri: Kaynak belgelere karşı sisteme girilen verilerin karşılaştırılmasını içeren kontrollerdir.

İdari Kontroller: Bildirilen veriler ile sistemdeki veriler arasında doğruluk uyumu olup olmadığını belirlemeyi amaçlayan kontrollerdir.

Bu kontroller iki bölüme ayrılabilir:

Basit Kontrol: Başvuruda elde edilen verilerin, işletme kaydı şeklinde sistemde kayıtlı verilerle karşılaştırılarak doğruluğunun kontrol edilmesidir.

Çapraz Kontrol: Aynı alana veya ödemeye olası bir çoklu başvuruyu bulmak için yapılan ve başvuruda elde edilen verilerin, diğer işletmeler tarafından sunulan verilerle karşılaştırılmasını içeren kontroldür.

Yerinde Kontroller: Bu kontroller sırasında başvuruda elde edilen veriler ile tarımsal işletmelerin gerçek durumları kontrol edilmektedir. Doğrudan ödemelere ilişkin yerinde kontroller arazi çalışmaları ve/veya ilgili alana ilişkin hava ve uydu görüntülerinden yararlanarak uzaktan algılama ile yapılmaktadır.

Ülkemizde, tüm unsurlarıyla çalışan bir IACS sisteminin kurulması için çalışmalar IPA Fonlarından da yararlanmak suretiyle devam etmektedir.

Bu kapsamda;

Arazi Parsel Tanımlama Sistemi (LPIS) kurulmuş ve IACS'ın uygulanması için gerekli insan kaynağı oluşturulmuştur. Bu bağlamda; "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Personelinin IACS Prosedürleri Konusunda Eğitimi Projesi" tamamlanmış ve yaklaşık 10.000 personel eğitilmiştir.

 

"Arazi Parsel Tanımlama Sistemi (LPIS)'nin Sayısallaştırılması Projesi" 2014 Ekim ayında başlamıştır. Proje kapsamında Türkiye'nin ortofoto görüntüleri alınmış ve LPIS standartlarında sayısallaştırılarak coğrafi veri tabanı elde edilmiştir. LPIS sistemi, Türkiye'de her bir tarım parselinin benzersiz şekilde tanımlanmasına olanak tanımaktadır. LPIS, "Coğrafi Bilgi Sistemleri(CBS)" tabanlı bir sistem olup, mevcut destekleme mekanizması için kullanılmaya başlanmıştır.

"Arazi Parsel Tanımlama Sisteminin Sayısallaştırılması Projesi" tamamlanmış ve ortofotolar ile sayısallaştırma dahil olmak üzere tüm çıktılar dış kalite kontrol tarafından kabul edilmiştir.

Çapraz uyum kurallarının uyumlaştırılması ve IACS yazılımını geliştirme çalışmaları halihazırda devam etmektedir. Bu çerçevede, "IACS Yazılımı, Yerinde Kontroller ve Risk Analizleri Konusunda Eğitim Projesi" Ağustos 2017'de başlatılmış olup, 2019'da sona erecektir.

 

2. Çiftlik Muhasebe Veri Ağı (ÇMVA)

ÇMVA, Ortak Tarım Politikasının şekillendirilmesi amacıyla Avrupa Komisyonu tarafından kullanılan ve bünyesinde fiziksel verilerin yanı sıra ekonomik verilerin de yer aldığı araçların en önemlilerindendir.

ÇMVA ile toplanan veriler, başta işletmelerin yıllık tarımsal gelirlerinin belirlenmesi ve izlenmesi ile işletmelerin performanslarının ölçülmesi olmak üzere birçok farklı amaçla (bilimsel araştırmalar, afet yardımları vb.) kullanılmaktadır. Böylece uygulanan tarım politikalarının sektöre etkileri ölçülebilmektedir. ÇMVA sistemi işletme bazlı mikro ekonomik verilerin toplanarak analiz edildiği yegane mekanizmadır.

AB üyesi ülkeler için 1965 yılından bu yana zorunlu olan ÇMVA sistemi sayesinde, 28 Üye Ülkede 6.400.000 ticari işletmeyi temsilen belirli bir örnekleme planına göre seçilen 85.000 adet işletmeden veri toplanarak analizler yapılmaktadır.

Ülkemizde, sistemin kurulum çalışmalarına katkı sağlanması amacıyla 2007-2009 yılları arasında 2006 Phare programı çerçevesinde "Türk Pilot ÇMVA Sisteminin Kurulması" projesi yürütülmüştür. 2009 IPA-1 programı çerçevesindeki "Pilot ÇMVA Sisteminin Kurulması Projesinin Yaygınlaştırılması ve Sürdürülebilirliğin Sağlanması" adlı devam projesi ise 2011 yılının Mayıs ayında başlamış ve 2012 yılı Aralık ayında sona ermiştir.  

2007 yılında başlayan ilk eşleştirme projesi ile 9 pilot ilde ÇMVA sistemi kurulmuştur. Proje kapsamında 22/01/2009 tarihli ve 27118 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan "Çiftlik Muhasebe Veri Ağı Sisteminin Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik"  ile mevzuat uyumu sağlanmıştır.

Sistem, 2015 yılı itibariyle tüm Türkiye'ye yaygınlaştırılmış olup hâlihazırda 6000 işletmeden istatistiksel örnekleme metoduna uygun olarak veri toplanmaktadır.

ÇMVA veri toplama prosedürü 2014 yılından itibaren değişmiş olup ÇMVA yazılımı kullanılmaya başlanmıştır. 2015 yılı itibariyle de mobil uygulama geçilmiş olup veriler sahada tablet bilgisayarlarla toplanarak web modülüne aktarılmaktadır. ÇMVA yazılımı coğrafi bilgi sistemleri altyapısı ile entegre edilerek yenilenmiştir. Verisi alınan işletmelere sene sonunda geri bildirim raporu verilmekte ve işletmelerin finansal analizleri yapılmaktadır.

 

Sistem gönüllük esasına göre çalışmakta olup, "Çiftlik Muhasebe Veri Ağı Sistemine Dahil Olan Tarımsal İşletmelere Katılım Desteği Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğ"'in (No: 2018/30) 6. Maddesine göre, tebliğin 5. maddesinde belirtilen tarımsal işletmelere, işletme başına ve bir defada ödenmek üzere 600 TL katılım desteği ödenir.

 

3. AB Ödeme Kurumları

Ödeme Kurumlarına ilişkin temel AB mevzuatı, Ortak Tarım Politikası'nın finansmanı, idaresi ve izlenmesi hakkındaki 1306/2013 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Tüzüğü'dür.

Ödeme Kurumları, Ortak Tarım Politikasının (OTP) yürütülmesi için Avrupa Tarımsal Garanti Fonu (ATGF) ve Kırsal Kalkınma için Avrupa Tarımsal Fonu (KKATF) tarafından ayrılan finansmanın kullanılmasını sağlarlar.

 

1-Yetkili Otorite

Her Üye Devlet, Ödeme Kurumlarının akredite edilmesi, izlenmesi veya bu hakkın onlardan geri alınması gibi geniş yetkilere sahip olan bir "Yetkili Otorite" oluşturmak zorundadır.

2-Sertifikasyon Kurumu

Sertifikasyon Kurumu, Ödeme Kurumundan ayrı, bağımsız, Ödeme Kurumunun yıllık hesaplarını ve işleyiş şeklini uluslararası standartlara göre denetleyen ve ATGF ile Yetkili Otoriteye raporlayan bir kurumdur.

3-Koordinatör Kurum

Bir ülkede birden fazla Ödeme Kurumunun mevcut olması durumunda bir Koordinatör Kurumun oluşturulması gerekmektedir.

Koordinatör Kurumun görevleri şunlardır:

-Mevcut Ödeme Kurumlarına ilişkin bilgileri Komisyona iletmek üzere bir araya getirip düzenlemek,

-Sertifikasyon Kurumunun yıllık raporları ile AB Komisyonunun raporlarına istinaden, bir Ödeme Kurumuna akreditasyonun verilmesi, akreditasyonun devam ettirilmesi veya geri alınması hususlarında Yetkili Otorite'ye öneride bulunmak.

Bu üç kurumun yanı sıra, eğer delege edilen görevler varsa "Delege Organlar" da sürece katılırlar. Bu kapsamda:

Ödeme Kurumları, uygun görecekleri kurum ve kuruluşlarla süresi belirli bir protokol imzalayarak bazı görevlerini devredebilirler. Yetkilendirilen kuruluş asli faaliyetlerine devam eder. Yetkilendirilen kuruluşların mevcut bilgi birikimi değerlendirilerek depoları ve teknik personeli ilgili görev doğrultusunda kullanılır. Görevlerle ilgili yetkilendirme yapılsa bile, nihai sorumluluk Ödeme Kurumunundur.

Ödeme Kurumunun akredite olabilmesi için idari bir teşkilata ve ödemelerin yasal ve düzenli olduğunu garanti eden bir iç kontrol sistemine sahip olması gerekmektedir. Bu amaçla ödeme kurumunun, Komisyon tarafından koyulan iç çevre, kontrol faaliyetleri, bilgilendirme, iletişim ve izlemeye dair minimum akreditasyon şartlarına uyumlu olması zorunludur. Bu şartları sağlayan Ödeme Kurumları akredite olurlar.

Üye devletlerin Ödeme Kurumlarının sayıları, kurumsal yapıları ve uygulamaları ülkeden ülkeye değişmektedir. 28 AB ülkesinde 83 adet ödeme kurumu mevcuttur.

Son dönemdeki AB politikası kapsamında, üye ülkelerde mümkünse bir adet Ödeme Kurumu olması hedeflenmekte olup; bu doğrultuda ilgili mevzuat hükmü de değiştirilmiştir.

Aralık 2013'te değişen ilgili AB mevzuatı uyarınca; her üye devlet, kendi anayasal hükümlerini göz önünde bulundurmak suretiyle, akredite ödeme kurumlarının sayısını, ulusal düzeyde birden fazla olmayacak şekilde; üye devletin çeşitli bölgelerden oluşması durumunda da her bölge için bir adet ödeme kurumuyla sınırlamak mecburiyetinde bırakılmıştır. Bununla birlikte, bölgesel düzeyde ödeme kurumlarının oluşturulduğu ülkelerde, üye devletler bunlara ek olarak, doğası gereği ulusal düzeyde idaresi gereken yardım planları için ya ulusal düzeyde bir ödeme kurumu akredite eder ya da bu planların idaresini bölgesel ödeme kurumlarına verir.

 

 4. AB Çiftlik Danışma Sistemi (FAS)

 

"Çiftlik Danışma Sistemi" (Farm Advisory System - FAS), Avrupa Birliği'nde çiftçilerin; gıda güvenirliliği, hayvan sağlığı ve refahı, çevre ve tarımsal üretimde girdi akışı konularında farkındalıklarının artırılmasına yardımcı olmak üzere, 2007 yılı itibariyle Üye Devletler tarafından kurulumu zorunlu tutulan bir sistemdir. FAS, her Üye Devlette çiftçilere çiftlik danışma hizmeti veren çeşitli kamusal ve/veya özel kurumları kapsar.

FAS, ilk olarak AB Ortak Tarım Politikasındaki (OTP) 2003 reformu ile  gündeme gelerek, OTP'nin bir unsuru olarak ortaya çıkmıştır. OTP'nin birinci sütunu (doğrudan ödemeler ve piyasa önlemleri) kapsamında doğrudan desteklere erişmek isteyen çiftçilerin uymak zorunda olduğu kurallar bütünü olan ve "İyi Tarım ve Çevresel Koşullar" (GAEC) ile "Zorunlu Yönetim Gereklilikleri"nden (SMR) oluşan "Çapraz Uyum" sistemi ile eş zamanlı olarak öngörülen FAS'ın kurulumu, çiftçilere yerinde sunulan danışmanlık hizmetleri yardımıyla çapraz uyum gerekliliklerinin garanti altına alınması amaçlanmıştır. Bu kapsamda, AB'de FAS'ın temel hedefi çiftçilerin bu zorunlu gereklilikleri yerine getirmeleri ve çapraz uyum kurallarına aykırılık halinde doğabilecek cezai sonuçların önüne geçebilmektir.

Üye Devletler düzeyinde, FAS, en azından 73/2009 sayılı Tüzüğün 4. ve 6. maddelerinde belirtilen çapraz uyum kuralları konusunda çiftçilere danışmanlık sağlayacak kapasitede olmalıdır. Ancak, danışmanlık sistemleri bu konularla sınırlı olmayıp, Üye Devletler, kendi önceliklerine göre danışmanlık sistemlerinin amacını ve kapsamını genişletebilirler. Diğer yandan, ilk planda, doğrudan ödemelerden faydalanan çiftçilerin sistemde öncelikli kılınması şart olsa da, 2008'deki OTP'nin Gözden Geçirilmesi (Health Check) sonrasında, Üye Devletler hangi çiftçilerin sistemden öncelikli olarak hizmet alacağına karar vermekte özgür bırakılmıştır.

FAS, çiftçilerin yasal zorunluluklarına ilişkin sorumluluk ve yükümlülüklerini hiçbir şekilde etkilemeden, çevre, gıda güvenliği ve hayvan sağlığı ve refahı ile ilgili çiftçilerin daha fazla farkındalık kazanmasına yardımcı olmalıdır. Danışmanlık hizmetleri denetim ve cezai kontrol mekanizmasından tamamen ayrıştırılmıştır. Bu sebeple, çiftçiler, danışmanlık hizmetlerinden gönüllülük esasına göre faydalanmaktadır ve aldıkları danışmanlık hizmeti sonucunda eyleme geçip geçmemekte özgürdür. Sistemin diğer bir temel esası ise gizlilik olup, Üye Devlet otoriteleri danışmanlık hizmetleri sırasında çiftçilerden elde edilen bilgileri gizli tutma konusunda hassas davranmalıdır.

Üye Devletler düzeyinde FAS'ın kurulumu, OTP'nin ikinci sütununda öngörülen (Avrupa Tarımsal Kırsal Kalkınma Fonu - EAFRD) Tedbir 115 kapsamında kısmen desteklenmektedir. Sistemin kurulumuna yardım şeklinde Üye Devletler 5 yıl süreyle gittikçe azalan biçimde desteklenebilmektedir. Tedbir 114 kapsamında ise, danışmanlık hizmetlerine erişen çiftçilerin hizmet ücretleri kısmen EAFRD kapsamında finanse edilmektedir. Desteğin miktarı, 1500 Avro üst sınırı konulmak kaydıyla, her danışmanlık hizmetinin uygun maliyetinin %80'idir.

Ülkemizde; "Tarımsal Yayım ve Danışma Sistemi" 8 Eylül 2006 tarihinde "Tarımsal Yayım ve Danışma Hizmetleri Yönetmeliği"nin yayımlanmasıyla yürürlüğe girmiştir. Sistem, tarımsal yayım ve danışmanlık hizmetlerinde verimliliği artırmak, üreticilerin ve işletme sahiplerinin üretim sürecinde danışmanların deneyimlerinden yararlanmasını sağlamak ve çevre dostu üretim yöntemleri sayesinde tüketicilerin sağlıklı beslenmesine destek olmak amacıyla kurulmuştur. Yürürlükteki sistem, kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının, tarım danışmanlarının ve tarımsal danışmanlık şirketlerinin rollerini tanımlamakta; hem kamu hem de kamu dışı tarımsal yayım ve danışmanlık hizmetleri için yasal temel teşkil etmektedir. 2009 yılından bu yana üreticilere ve tarımsal işletme sahiplerine danışmanlık hizmetleri için destek ödemeleri yapılmıştır.

AB Müktesebatı ile hâlihazırda uyumlu bulunmayan "Tarımsal Yayım ve Danışma Sistemi"nin; ilgili AB mevzuatına uyumu için yürütülen faaliyetler kapsamında, "TR 2014 / AG / 10 / A3-01-Türkiye'de Bir Çiftlik Danışma Sisteminin (FAS) Kurulması için Teknik Yardım" projesi 23 Kasım 2017'de başlatılmıştır.

 


AB'de Devlet Yardımları

Genel anlamda devlet yardımı "kamu kaynakları ile bir sektöre, bir ya da birkaç firmaya sağlanan her türlü ekonomik avantaj" olarak tanımlanmaktadır. Tarıma yönelik devlet yardımları üç ilke çerçevesinde verilmektedir. Bunlar; rekabet politikasının genel kurallarına uyulması, Topluluk Ortak Tarım Politikası ile kırsal kalkınma politikasına uyumlu olması ve uluslararası yükümlülükleri göz önüne almasıdır.

2012 ile 2014 yılları arasında tarımsal devlet yardımları kuralları revize edilmiş olup, bahse konu kurallara ilişkin mevzuat aşağıda belirtilmektedir:

  • 2014-2020 dönemine yönelik Tarım, Ormancılık ve Kırsal Alanlar İçin Topluluk Kılavuzu
  • Tarıma yönelik Blok Muafiyet Tüzüğü
  • Tarımsal De Minimis[1] Tüzüğü
  • Genel De Minimis Tüzüğü


 

2014-2020 dönemine yönelik Tarım, Ormancılık ve Kırsal Alanlar İçin Topluluk Kılavuzu ile üye devletlerin birincil tarımsal üretim ve tarım ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanmasına yönelik ulusal yardım planlarına ilişkin genel kriterler belirlenmiştir.

Tarıma yönelik Blok Muafiyet Tüzüğü'nde tarım, ormancılık sektörleri ve kırsal alanlar için Komisyona ön bildirimi yapılmayan belirli türdeki devlet yardımları yer almaktadır.

Tarımsal De Minimis Tüzüğü ile birincil tarımsal üretim yapan işletmelere yönelik verilecek yardımların kuralları belirlenmektedir.

Genel De Minimis Tüzüğü'nde tarım ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanmasında ve ormancılık sektöründe faaliyet gösteren işletmelere verilecek yardımların kuralları belirlenmektedir.


[1] De Minimis kuralı, Avrupa Birliğini kuran Anlaşmadaki devlet yardımı nitelendirilmesi yapılmadan ödenebilecek yardım tutarıdır. 


Organik Tarım

 

Organik tarım; üretimde kimyasal girdi kullanmadan, mevzuatın izin verdiği girdiler kullanılarak, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Organik tarımın amacı; toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden, çevre, bitki, insan ve hayvan sağlığını korumaktır. 

 

AB'nin organik tarıma ilişkin yasal düzenlemeleri:

 

  • Organik üretim ve organik ürünlerin etiketlenmesine dair 28 Haziran 2007 tarih ve 834/2007 sayılı Konsey Tüzüğü
  • Organik ürünlerin üretimi, etiketlenmesi ve kontrolüne ilişkin ayrıntılı kuralları belirten 5 Eylül 2008 tarih ve 889/2008 sayılı Komisyon Tüzüğü
  • Üçüncü ülkelerden organik ürün ihracatına yönelik ayrıntılı kuralları belirten 8 Aralık 2008 tarih ve 1235/2008 sayılı Komisyon Tüzüğü


 

834/2007 sayılı Konsey Tüzüğü ile genel çiftlik üretim kuralları, bitkisel üretim kuralları, deniz yosunu üretim kuralları, hayvancılık üretim kuralları, su ürünleri üretim kuralları ile bazı istisnai durumlar düzenlenmiştir.

 

889/2008 sayılı Komisyon Uygulama Tüzüğü'nün bitkisel üretim kuralları kapsamında toprak yönetimi ve gübrelere ilişkin sınırlamalar, topraksız üretimin yasaklanması, zararlılar, hastalıklar ve yabancı otlarla mücadele kuralları, mantar üretimi kuralları, geçiş sürecine ilişkin kurallar, paralel üretim ve tohum veri tabanına ilişkin kurallar düzenlenmiştir. 

889/2008 sayılı Komisyon Uygulama Tüzüğü'nün hayvansal üretim kuralları kapsamında hayvanların kökeni, hayvan barınakları ve yetiştiricilik kuralları, yemler, hayvan sağlığı ve geçiş sürecine ilişkin kurallar düzenlenmiştir.

889/2008 sayılı Komisyon Uygulama Tüzüğü ayrıca deniz yosunu üretim kuralları, su ürünleri üretim kuralları ile bazı istisnai durumlara ilişkin ayrıntılı düzenlemeler getirmiştir.

 

AB'de organik ürünlerin ithalatında yeni elektronik sistemin uygulanmasına 19 Ekim 2017 tarihinden itibaren geçilmiştir.

 

Diğer yandan, 834/2007 sayılı Konsey Tüzüğü'nü yürürlükten kaldıran ve Organik Üretim ve Organik Ürünlerin Etiketlenmesine Dair Kurallar getiren 30 Mayıs 2018 tarih ve 2018/848 sayılı AB Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü 14 Haziran 2018 sayılı AB Resmi Gazetesi'nde yayımlanmıştır. Yeni Tüzüğün yürürlüğe giriş tarihi 1 Ocak 2021'dir.

 

AB yayımladığı bu yeni Tüzük ile organik üretim ve organik ürünlerin etiketlenmesine ilişkin özellikle kontrol sistemi, ticaret rejimi ve üretime ilişkin AB kurallarının güçlendirilmesini amaçlamaktadır. Bu kapsamda mevcut kuralların uyumlaştırılması ve sadeleştirilmesini sağlamakta, tüketicilerin organik ürünlere olan güvenini artırmakta ve uygulayıcılar için bir hareket alanı oluşturmaktadır.


Ülkemizde organik tarım faaliyetleri ithalatçı firmaların istekleri doğrultusunda ihracata yönelik olarak 90'lı yıllarda başlamıştır. 5262 sayılı "Organik Tarım Kanunu" 03.12.2004 tarihli ve 25659 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Bu Kanun gereğince hazırlanan ve AB mevzuatına uyumlu "Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik" 18.08.2010 tarihli ve 27676 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bahse konu Yönetmelik'te AB uyumu doğrultusunda yıllar içerisinde çeşitli değişiklikler yapılmıştır.


Ülkemizin AB ülkelerine organik ürün ihracatını kolaylaştırmak amacıyla AB'nin üçüncü ülkeler listesine dahil edilmesi için çalışmalar yapılmakta olup, bu kapsamda Komisyon'a teknik dosya iletilmiş ve ülkemize iki adet ziyaret gerçekleştirilmiştir.

 

 


KALİTE POLİTİKASI/COĞRAFİ İŞARETLER

Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle kökenin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işaretler "Coğrafi İşaret" olarak adlandırılır.

Coğrafi işaretler tescille koruma altına alınır. Coğrafi işaretin tescilinin başlıca amaçları şöyle sıralanabilir:

  • -   Coğrafi işarete konu olan ürünün kalitesinin korunması ve bilinen özellikte üretiminin sağlanması (ürünün korunması)
  • -   Coğrafi işarete konu olan yörede veya özellikte üretim yapanların tescilin sağladığı korumadan öncelikli olarak yararlanmalarının sağlanması (üreticinin korunması)
  • -  Coğrafi işaret ibarelerinin, gerekli özellikleri haiz olmayan sahte ürünler üzerinde kullanılmasının önüne geçilerek, tüketicinin yanıltılmasına engel olunması (tüketicinin korunması)
  • -   Ülkenin milli ve kültürel değerlerinin korunması

Coğrafi işaretler, tek bir üreticiyi değil, belirli şartlar altında üretim yapan kişilerin tümünü korur.

AB'de Tarım ve Kırsal Kalkınma başlığı altındaki Kalite Politikası kapsamında ele alınan Coğrafi İşaretler, PDO (menşe adı), PGI (mahreç işareti) ve TSG (geleneksel özellikli ürün) olmak üzere üç grupta değerlendirilmektedir.

Menşe adı (PDO), belirli bir teknik bilgi kullanılarak belirli bir coğrafi alanda üretilen, işlenen ve hazırlanan tarım ürünlerini ve gıda maddelerini kapsar. Ör: Prosciutto di Parma (jambon).

Mahreç işareti (PGI), coğrafi alanla yakından bağlantılı tarım ürünlerini ve gıda maddelerini kapsar. Ürünün üretim, işleme veya hazırlama aşamalarından en azından birisi söz konusu alanda gerçekleştirilir. Ör: Scotch Beef (sığır eti) - Birleşik Krallık (İskoçya). 

Geleneksel özellikli üründe ise, üretim araçlarında veya üretimin bileşiminde geleneksel karakter öne çıkar. Ör: Mozzarella (peynir)- İtalyan geleneği.

AB'de tarım ürünleri ve gıda maddeleri için menşe adı ve mahreç işareti ile geleneksel özellikli ürün korumasını konu alan coğrafi işaret tescili Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi'nin tarımsal ürünler ve gıda maddeleri için kalite planları hakkındaki 1151/2012 sayılı Tüzüğü ile düzenlenmektedir.

1151/2012 sayılı AB Tüzüğü uyarınca, "üçüncü ülkeler" olarak tanımlanan üye olmayan ülkeler hem tescil başvurusunda bulunma, hem de Komisyon tarafından yayımlanan başvurulara karşı itirazda bulunma hakkına sahiptirler.

Bu kapsamda, ülkemizde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil işlemi gerçekleşmiş coğrafi işaretler için AB'ye tescil başvurusunda bulunma imkanı mevcut olup, bugüne dek AB nezdinde 3 adet ürünümüz tescil edilmiştir. Bunlar Antep Baklavası/Gaziantep Baklavası, Aydın İnciri ve Malatya Kayısısı'dır. Ayrıca 15 adet ürünümüz için AB nezdinde tescil başvurusunda bulunulmuştur. Bu ürünlerimiz Afyon Pastırması, Afyon Sucuğu, Bayramiç Beyazı, Taşköprü Sarımsağı, Aydın Kestanesi, İnegöl Köftesi, Kayseri Sucuğu, Kayseri Pastırması, Kayseri Mantısı, Antep Fıstığı ve Milas Zeytinyağı, Antep Lahmacunu, Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini, Giresun Tombul Fındığı ve Antakya Künefesidir.

2019 yılı Eylül ayı verilerine göre, AB'de tescil edilen 1.449 adet gıda ve tarım ürününe ait coğrafi işaretin dağılımına bakıldığında; 639 adedinin Menşe Adı (PDO), 749 adedinin Mahreç İşareti (PGI), 61 adedinin ise Geleneksel Özellikli Ürün (TSG) olduğu görülmektedir.


İLETİŞİM

    Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü
  • Adres : T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Eskişehir Yolu 9. Km Lodumlu / ANKARA

  • Telefon : +90 312 287 33 60 (10 hat)

  • Faks : 0312 258 86 43-44

satis@tarimorman.gov.tr

sales@tarimorman.gov.tr

abuse@tarimorman.gov.tr

webmaster@tarim.gov.tr

abuse@tarim.gov.tr

hr@tarim.gov.tr

info@tarim.gov.tr

ik@tarim.gov.tr

contact@tarim.gov.tr

HIZLI MENÜ

  • Kullanıcı Girişi
  • Intranet
  • Bakanlık e-Posta
  • KVKK
  • Bilgi Güvenliği İhlal Bildirimi

ACİL NUMARALAR

  • 180 / Tarım İletişim Merkezi
  • 174 / Gıda Hattı
  • 112 / Orman Yangın

MOBİL UYGULAMALAR

©2025 Tüm hakları saklıdır. TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI