Suyun, sürdürülebilir tarım, gıda ve enerji güvenliği ile ekosistemlerin devamlılığı esasında kilit görevi mutlaktır. Nitekim, birincil üretim aşamasından (bitkisel üretim, hasat, bakım, sulama, hayvan sağlığı, hayvanların aşılanması, tükettikleri yemlerin kontrolü ve nakliyatları vb.) tüketiciye ulaşana kadar tüm aşamaları kapsayan “gıda güvenliği"nin en birincil aşaması olan gıda üretimi için, temiz ve kesintisiz su temini, yeterli miktarda güvenli gıda arzını sağlamak, gıda yoluyla bulaşan hastalıkları ve aynı zamanda çevresel etkileri en aza indirmek için elzemdir.
Suyun sınırlı bir kaynak olduğu, ayrıca giderek artan dünya nüfusunun ve tüm dünyayı tehdit eden en önemli çevre sorunu olan iklim değişikliğinin meydana getirdiği baskılara ilave olarak su kıtlığı/stresi durumları da göz önünde bulundurularak su kaynaklarının verimli, akılcı ve sürdürülebilir şekilde kullanılması gerekmektedir.
Su ve gıda güvenliğini sürdürülebilir olarak sağlamak için suyun miktar ve kalite bakımından korunması maksadıyla Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından birçok çalışma gerçekleştirilmektedir.
Su Verimliliği
Ülkemizde su verimliliği ve su tasarrufu farkındalığının artırılması ve tüm sektörlerin aksiyon almasının hızlandırılması için “suda sıfır israf" sloganıyla Cumhurbaşkanımızın eşleri Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde “Su Verimliliği Seferberliği" başlatılmıştır.
Bu maksatla Değişen İklime Uyum Çerçevesinde Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı yayınlanmış olup tarım sektörü de dahil olmak üzere tüm su kullanıcısı sektörler için su verimliliğine yönelik stratejiler ve eylemler ortaya konulmuştur. Belgeye göre hâlihazırda yaklaşık %50 oranında olan sulama randımanının 2024 yılında %55 oranına yükseltilmesi hedeflenmektedir. Bu oranın daha ileri taşınması da hedeflenmekte ve bu yönde çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Sulama randımanın ideal seviyelere getirilmesi ile Konya'nın yüzölçümünün yarısından fazlası alanın ilave olarak sulanması mümkündür. Sorumlu kurumlarımız tarafından, sulama sistemlerinde kapalı sistemlerin kullanılması, modern sulama usullerinin yaygınlaştırılması, optimum bitki deseni belirlenmesi gibi yöntemlerle su kaybının en az seviyede tutulması ve birim sudan en fazla üretim veriminin alınması yönünde çalışmalar yapılmakta ve bu çalışmalar takip edilmektedir.
Kuraklık Yönetim Planları
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden biri daha önce de ifade edildiği üzere uzun süren kuraklıklardır. Akdeniz iklim kuşağında olan ülkemiz de kuraklık etkileriyle karşı karşıya kalmakta, bu durum tarımsal üretimi olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu etkilerin bertaraf edilmesi maksadıyla ülkemizdeki 23 havzada Kuraklık Yönetim Planları hazırlanmış olup 2 havzada (Aras ve Çoruh) çalışmalar devam etmektedir. Kuraklık Yönetim Planları kapsamında detaylı olarak incelenen sulamalarda modern sulama yöntemlerine geçilerek veya sulama randımanı arttırılarak tasarruf edilebilecek sulama suyu miktarı tespit edilmektedir.
Kuraklık Yönetim Planları kapsamında, kuraklığın veya su kıtlığının üretim araçları ve sosyo-ekonomik hayat üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması, su kaynaklarının akılcı ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması, su ve gıda arzında sürdürülebilirliğin sağlanması maksadıyla tedbirler yer almaktadır.
Kuraklık Yönetim Planlarının Tamamlanma Durumu

Sektörel Su Tahsis Planları
Kuraklık Yönetim Planları'nın yanı sıra, bu planlarla ortaya konulan veriler ve projeksiyonlar dikkate alınarak 'Suya göre tarım' ilkesinden hareketle 'Sektörel Su Tahsis Planları' (SSTP) hazırlanmaktadır. SSTP'ler ile su kaynaklarının kullanımının doğru planlanması, suyu kullanan sektörler (içme-kullanma suyu, çevresel su ihtiyacı, tarım, sanayi, turizm, hayvancılık, maden, jeotermal vb.) arasında dengeli su paylaşımı ve su kullanımından elde edilecek faydanın en üst seviyeye çıkarılması hedeflenmektedir. Nehir havzası ölçeğinde hazırlanan SSTP'ler 7 havzada tamamlanmış olup 10 havzada hazırlık çalışması devam etmektedir.
Sektörel Su Tahsis Planlarının Tamamlanma Durumu

SSTP'lerde “suya göre tarım" ilkesinden hareketle gıda güvenliğini de dikkate alarak çiftçilerin ve gıda sektörünün ihtiyaçları göz önüne alınarak ürün deseni belirlenmektedir. Ayrıca en az sulama suyu kullanımı ile maksimum gelir elde edilmesi amacıyla optimum bitki deseni ve sulama zaman planlaması belirlenmektedir. Bitki deseni optimizasyonu ve sulama planlaması ile tarım sektörünün su ihtiyacı önceden belirlenerek net gelirin arttırılması ve yaşanabilecek olan kuraklık koşullarında, üreticilerin azalan yeraltı ve yerüstü su kaynakları ile karşı karşıya kaldıklarında üretime devam etmeleri sağlanacaktır. Tamamlanan 7 havzada (Seyhan, Konya, Akarçay, Gediz, Küçük Menderes, Burdur ve Büyük Menderes) 2023 yılı fiyatlarına göre tüm sektörlerde yaklaşık 197,5 milyar TL ilave ekonomik katma değer elde edilebileceği öngörülmüştür.
Nehir Havza Yönetim Planları ve Su Kalitesi Çalışmaları
Su ve gıda güvenliğini sürdürülebilir olarak sağlamak için su kaynakları üzerindeki insani, endüstriyel, tarımsal ve diğer kirletici unsurlar azaltılmalı, su kaynaklarının miktarıyla birlikte kalitesi de korunarak iyileştirilmelidir. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Nehir Havza Yönetim Planlarıyla, yerüstü ve yeraltı sularımızın kalite bakımından korunması maksadıyla izleme çalışmaları gerçekleştirilmekte olup kalite durumları ortaya konulmaktadır. Söz konusu su kaynakları üzerinde kirliliğe sebep olan baskılar belirlenerek bu baskıların bertaraf edilmesi maksadıyla tedbirler ortaya konulmakta ve bu tedbirler titizlikle takip edilmektedir.
Yine kirletici kaynaklardan gelen besin
elementlerinden özellikle azot ve fosfor bileşiklerinin aşırı miktarda artması
sonucu oluşan ötrofikasyon problemi balık üretimi ile birlikte ekosistem
üzerinde de olumsuz etkiler oluşturmakta ve gıda güvenliği üzerinde risk
oluşturmaktadır. Bu nedenle ötrofikasyon probleminin önlenmesine yönelik
çalışmalar yürütülmekte, farklı kirletici unsurlarının tehdidi altında olan
göl, gölet ve barajlarımızın su güvenliğini sağlamak için izleme ve modelleme
çalışmaları yürütülmekte olup koruma tedbirleri ortaya konulmaktadır.

SONUÇ
Yarı kurak iklim bölgesinde bulunan ülkemizde, iklim değişikliğinin de etkisiyle içme ve kullanma su kaynaklarının azaldığı, bununla birlikte sulama ve sanayi suyu ihtiyacımızın giderek arttığı ortadadır. Bir taraftan tarımsal üretim yaparken diğer taraftan kısıtlı olan su kaynaklarımızın korunabileceği kuraklığa dayanıklı ya da suya az ihtiyaç duyan üretim modellerinin uygulanması; “suya göre tarım" yaklaşımı ile tarımda suyun verimli kullanımı; verimlilik ve optimizasyon esaslı “planlı üretim"e geçişin hızlandırılması koruma-kullanma dengesi temelinde gıda üretimi için ülkemizin öncelikli tarımsal politikaları arasında yer almaktadır.
Suyun kalite ve miktar olarak etkin yönetiminin sağlanması, verimli kullanım kültürünün kentsel, tarımsal, endüstriyel ve bireysel kullanımlarda yaygınlaştırılması, gıda güvenliğinin sağlanması için önem arz etmektedir.