AB Komisyonu, tarımsal desteklerin Üye Devletler arasında daha adil şekilde dağıtılması ve desteklerin artan fiyat dalgalanmalarına ve çevresel endişelere daha iyi cevap verecek biçimde gözden geçirilmesi konusunda talepler ile yıllardaki yaşanan gıda krizleri ile küresel ısınma tehdidi karşısında, 2013 sonrası Ortak Tarım Politikası’nın (OTP) nasıl şekillendirilmesi gerektiğine ilişkin olarak, 12 Ekim 2011 tarihinde, reform önerilerini açıklamıştır.
AB Komisyonu’nun önerileri, büyük oranda, Kasım 2010’da yayımladığı Bildiride ortaya koyduğu geniş kapsamlı politika seçeneklerine dayanmıştır. “2020’ye doğru OTP: Gelecekteki gıda, doğal kaynaklar ve bölgesellikle ilgili tehditlere karşılık verebilmek” adındaki bu Bildiri, son birkaç yıldır OTP’nin geleceğine ilişkin gerek hükümetler düzeyinde, gerekse vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları düzeyinde yapılan “Kamu İstişaresi”(public debate) sonuçları temelinde, bir uzlaşı metni niteliği taşımaktadır. Sözkonusu Bildiri’de Komisyon, “gıda güvenliği”, “bölgesel denge” ile “çevre ve iklim değişikliği”ni, OTP’nin önündeki temel tehditler olarak saymış ve bunlara cevap verebilmek adına, üç temel amaç belirlemiştir:
Tutarlı gıda arzı (çiftlik gelirlerine katkı sağlamak, tarım sektörünün rekabetçiliğini artırmak, tarımsal üretimin mekansal anlamda varlığını muhafaza etmek)
Sürdürülebilir doğal kaynak yönetimi ve iklimle ilgili eylemler (çevresel kamu mallarının sunulmasını güvence altına almak, yenilikler yoluyla “yeşil büyüme”yi teşvik etmek, iklim değişikliği ile mücadele etmek)
Dengeli bölgesel kalkınma (kırsal istihdamın desteklenmesi, kırsal alanda ekonomik faaliyetlerin çeşitliğinin teşviki, küçük çiftlikler ve pazarların geliştirilmesi yoluyla çiftçilik metotlarında çeşitliliğin teşviki)
Komisyon, bu amaçlara ulaşmak adına üç politik seçenek (senaryo) hazırlamıştır. Birinci senaryo, reform sürecini yıllara yaymayı planlamış ve sadece doğrudan ödemeler ile ilgili küçük ayarlamalara gidilmesini öngörmüş; ikinci senaryo ile mevcut politika spesifik durumlara göre ilave unsurlarla zenginleştirilmiş, yani yeni özel önlemler mevcutlara entegre edilmiş; üçüncü senaryo ise OTP’de köklü bir değişim öngörmüştür. Reform önerileri, 2. Senaryo temelinde şekillendirilmiştir.
12 Ekim 2011 tarihinde açıklanan reform önerileri çerçevesinde, OTP’nin, tüm Üye Devletlerde uygulanan destekleme ve piyasa önlemelerine ilişkin zorunlu kuralları içeren 1. sütun ile Üye Devletlerin çok yıllı programlar kapsamında kendi ulusal ve bölgesel ihtiyaçlarına göre şekillendirdikleri kırsal kalkınma önlemleri kapsayan 2. Sütun şeklindeki iki sütunlu yapısının muhafaza edilmesi önerilmektedir. Bununla birlikte, doğrudan ödemelere ilişkin getirilen yeni sistemin, OTP’nin 2. Sütunuyla daha fazla sinerji içinde olması düşünülmektedir.
Doğrudan ödemelere ilişkin Tüzük ile önerilen düzenlemeler şu şekildedir:
Tarımsal faaliyet ve aktif çiftçi tanımı, desteklerin asıl hedef kitleye ulaşmasını sağlamak amacıyla değiştirilmiştir.
Bu kapsamda, bir kişinin aktif çiftçi sayılabilmesi için, sözkonusu çiftçinin toplam tarımsal destek miktarının, en güncel mali yılda, tarım dışı faaliyetlerinden elde ettiği gelirin % 5’inden az olmaması gerekmektedir. Buna karşın, küçük çiftçileri koruma amacına yönelik olarak, yıllık 5000 Avro’nun altında destek alan çiftçiler, bu koşuldan muaf tutulmuştur. Tarımsal faaliyet ise, hasat, süt sağma, hayvanları tarım amaçlı çiftliğinde bulundurma dahil, tarımsal ürün üretme ve hayvan yetiştirme ile arazilerini tarıma hazır şekilde tutma olarak tanımlanmıştır.
Ödemelerin verilmesi, fazlasıyla idari yük getirdiğinden, 100 Avro’dan az miktardaki ödemeler ile 1 hektardan az tarım arazilerin, ödeme kapsamı dışında bırakılmaktadır. Bununla birlikte, Üye Devletler ödeme yapacakları minimum arazi büyüklüğünü belirleme seçeneğine sahiptir.
2014 yılından itibaren, eski Üye Devletlerde uygulanan Tek Ödeme Planı ve yeni Üye Devletlerde uygulanan Tek Alan Ödemesi Planı’nın yerine, tüm AB çapında uygulanacak ödeme programı olan “Temel Ödeme Planı” getirilmektedir.
Bu ödeme modeli ile, Üye Devletler arasında daha adil bir dağıtım sağlamak amacıyla, destek miktarlarında geçmiş referansların kullanılması sonucu oluşan çiftçi bazındaki farklılıkların ortadan kaldırılarak, aşamalı olarak tarihsel modelden bölgesel modele geçilmesi ve ödeme haklarının değerinin, ulusal ve bölgesel düzeyde yeknesak bir değere ulaşacak şekilde ayarlanması planlanmaktadır.
Doğrudan ödemeler daha çevreci hale getirilmesi (“greening”) kapsamında, çapraz uyumun ötesine geçen ve 2. Sütun önlemleri için temel oluşturan, iklim ve çevre için yararlı, tüm çiftçilerin uyması gereken belirli tarımsal uygulamaların (ürün farklılaştırması, kalıcı meraların muhafaza edilmesi, ekolojik odaklı alanlar) yapılması karşılığında çiftçilere, Üye Devletlerin yıllık ulusal mali tavanının % 30’u oranında bir ödeme yapılması önerilmektedir.
Belirli doğal kısıtlamalarla karşı karşıya olan çiftçiler için, kırsal kalkınma kapsamındaki mevcut yardımlara ek olarak Üye Devletlerin yıllık ulusal mali tavanının% 5’i oranına kadar, gönüllü yardım verilmesi hükmü getirilmektedir.
Zor şartlar altında gerçekleştirilen ve ekonomik ve sosyal gerekçelerle sürdürülmesi önemli olan belirli tarımsal faaliyet türleri veya belirli tarımsal sistemler için Üye Devletlerin yıllık ulusal mali tavanın % 5’i oranına kadar, gönüllü üretimle bağlantılı destek verilmesi olasılığının devam ettirilmesi önerilmektedir.
Önerilen üretimle bağlantılı desteğin, hububat, yağlı tohumlar, protein bitkileri, tane baklagil, keten ve kenevir, çeltik, sert kabuklular, nişastalık patates, süt ve süt ürünleri, tohumlar, koyun ve keçi eti, sığır ve dana eti, zeytinyağı, ipekböceği, kuru yem, şerbetçiotu, şeker pancarı, şeker kamışı ile meyve ve sebze ye verilebileceği bildirilmektedir. Ancak bu destek, sadece yukarıda belirtilen belirli tarımsal faaliyet türleri için geçerli olacaktır.
Tarımsal faaliyete yeni başlayan genç çiftçiler için, azami 5 yıl süre ile Üye Devletlerin yıllık ulusal mali tavanının % 2’si oranına kadar, kırsal kalkınma kapsamındaki kurulum yardımını tamamlayıcı şekilde bir tarıma başlama ve kurulum yardımı önerilmektedir.
Küçük çiftçiler için, Üye Devletlerin yıllık ulusal mali tavanının % 10’u oranına kadar, çapraz uyum ve kontrol yükümlülükleri azaltılarak basitleştirilmiş yardım programı getirilmesi önerilmektedir. Bu yardım, yeni başlayan çiftçileri değil, sadece halihazırda tarımla uğraşan mevcut çiftçileri kapsamaktadır.
Pamuk için ürüne özel ödemenin devamı önerilmektedir.
Büyük çiftlikler için desteklere sınırlama getirilmesi ve aşamalı olarak azaltılması sözkonusudur. 300.000 Avrodan fazla destek alan çiftliklere ödeme yapılmayacaktır.
Ortak Piyasa Düzenlerine (OPD) ilişkin Tüzük ile getirilmesi önerilen düzenlemeler ise şu şekildedir:
Kamu müdahalesi, kamu depolaması ve acil durum önlemleri ile belirli sektörlere verilen yardımların düzenlenmesi, genişletilmesi ve basitleştirilmesi,
Yağsız süt tozu, şerbetçiotu ve ipekböceği gibi belirli sektörel yardımların kaldırılması,
Süt ve şeker kotaları ile asma dikim yasağının 2015’te kaldırılması.
Piyasalarda iç veya dış piyasalardaki fiyat artışı veya azalışı, tüketici güveninin sarsılması veya bir hayvan hastalığı salgınından kaynaklanan bir bozulma olması durumunda kriz müdahale mekanizmalarının kullanılması imkanının tüm ürünlere genişletilmesi ve tarım sektöründeki krizlere veya beklenmeyen durumlara cevap verebilme konusunda yeterli esnekliğin sağlanabilmesi amacıyla bir Özel Rezerv oluşturulması.
Süt üreticilerinin gıda zincirindeki pazarlık gücünü artırmak amacıyla, üretici örgütlerine, fiyat da dahil olmak üzere sözleşme şartlarını müzakere etme imkanı ile yazılı sözleşme yapılmasının tanınması.
Üretici örgütleri ve bunların birliklerinin kurulması ve tanınmasına ilişkin ürün kapsamı, meyve ve sebze sektörü haricindeki diğer sektörleri de içine alacak şekilde genişletilmesi.
Kırsal kalkınma kapsamında ise, 2014 – 2020 kırsal kalkınma desteklerinin yeni amaçları şu şekilde sıralanmıştır:
Tarım, ormancılık ve kırsal alanda yenilik ve bilgi transferinin hızlandırılması
Tarımsal üretimin tüm alanlarında rekabetin artırılması ve işletme verimliliğinin sağlanması,
Tarımda besin zinciri organizasyonunun ve risk yönetiminin geliştirilmesi,
Tarım ve ormancılığa dayalı ekosistemin korunması ve geri kazanımı,
Tarım, gıda ve ormancılık sektöründe düşük karbon ve iklime dayanıklı tedbirlerin desteklenmesi ve kaynak etkinliğinin geliştirilmesi,
Kırsal alanlarda sosyal katılım, yoksulluğun azaltılması ve ekonomik gelişmenin sağlanması.
Sözkonusu önerilere ilişkin yasal mevzuatın, Avrupa Parlamentosu ve Konsey’de tartışılmasının ardından, 2013 yılı sonuna kadar kabul edilmesi ve 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren de reformun uygulanması beklenmektedir.
08.02.2013 tarihinde güncellenmiştir.